EDEBİYATNAME

Türk Dili ve Edebiyatı Kaynak Sitesi

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI

 

 TÜRKİYE DIŞINDAKİ ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI 

  

 Ülke

Sanatçılar

Azerbaycan

* Celil Mehmet Kulizade

* Bahtiyar Vahapzade

* Şehriyar

Bulgaristan

* Recep Küpçü

Kazak Türkleri

* Mağcan Cumabayulı

Kazan Türkleri

* Ayas İshaki

Kıbrıs

* Osman Türkay

* Özker Yaşın

Batı Trakya Türkleri

* Mehmet Hilmi

* Abdurrahim Dede

Kırgızistan

* Cengiz Aytmatov

Kırım

* İsmail Gaspıralı

* Cengiz Dağcı

Özbekistan

* Abdülhamit Süleyman Çolpan

* Aybek

Türkmenistan

* Ata Atacanoğlu

Uygur Türkleri

* Ziya Samedi

Yugoslavya

* Nimetullah Hafız

Irak Türkleri

* Ata Terzibaşı

 

 

AZERBAYCAN TÜRK EDEBİYATI

 

BAHTİYAR VAHAPZADE (1925 – 2009)

 *  Bahtiyar Vahapzade, 1925 tarihinde Şeki'de doğmuştur.

*  Bakü Devlet Üniversitesi Filoloji Bölümü'nden mezun oldu ve aynı bölümde öğretim üyesi olarak ders verdi.

*  Bakü Devlet Üniversitesi’nde Çağdaş Azeri Edebiyatı profesörüdür.

*  Azerbaycan İlimler Akademisi üyeliğine seçilmiştir.

*  Vahapzade, 1960'larda başlayan özgürlük hareketlerinin öncülerindendir.

*  Şiirlerinde, ikiye bölünen (İran ve Rusya) Azeri halkının yaşadığı felaketleri anlatmıştır.

*  Sovyet rejiminin baskılarına rağmen özgürlük mücadelesinden hiç yılmamıştır.

*  Azeri halkının sıkıntılarını konu ettiği pek çok eserini yurt dışına kaçırarak yayınlanmasını sağlamıştır.

*  Klasik ve yeni Azeri şiirinin mevcut bütün özelliklerini şiirinde toplayabilmiştir.

*  Vatan, millet, aile, tabiat, dil, azatlık hasreti gibi temalar en güçlü ve en derin ifadelerini onun mısralarında bulmuştur.

*  Vatan sevgisinin yanında anne sevgisi üzerine de birçok şiir yazmıştır. Okuması yazması olmadığı halde kendisine sayı saymayı, ayları, yılları ve en önemlisi de konuşup yazdığı dili öğreten annesini kitap kitap sözlerinin müellifi olarak değerlendirir.

*  Türkçeyi çok seven şair, Türkçenin yaşadığı yozlaşmadan derin üzüntü duyduğunu her fırsatta dile getirmiştir. Ayrıca Türkçenin gelecekte bir dünya dili haline geleceğine inanmıştır.

*  Onun bütün eserlerinde dünyaya felsefi bakış geniş bir yer tutar. Son 30–40 yılda Azerbaycan edebiyatında Vahapzade kadar genel halk muhabbeti kazanmış ikinci bir şair yoktur.

*  Bahtiyar Vahapzade'nin bir özelliği de mısralarını apaçık ve gerçekçi söylemesidir. Kapalı, mecazlı, imgeli, simgeli anlamsız, az anlamlı gibi moda olan akımların tümünü reddeder.

*  Eserlerinde Azeri Türkçesi'ni en temiz şekilde kullanmaya özen göstermiştir.

*  Şiirlerinde hem heceyi hem aruzu kullanmıştır.   www.edebiyatname.com

*  Vahapzade Azerbaycan'da “Halk Şairi”  adıyla anılır.

*  1995 yılında Azeri özgürlük mücadelesindeki hizmetlerinden dolayı İstiklal nişanı ile ödüllendirilmiştir.

*  Bir Türkiye aşığıdır. Türkiye ile Azerbaycan halkları arasındaki kardeşliği tuzlu suya benzeten usta şair, "İçtikçe yanarsın, yandıkça da içersin. Türkiye güçlü olunca tesiri bize de yansır. Unutmamamız lazım, güçlü bir Azerbaycan Türkiye'ye, güçlü bir Türkiye de Azerbaycan'a her zaman destektir, dayanaktır." görüşündedir.

 ESERLERİ:

Yücelikte Tenhalık, Menim Dostlarım, Bahar, Dostluk Nağmesi, Çınar, Ceyran,  İnsan ve Zaman, Tan Yeri, Şehitler, Sandıktan Sesler, İkinci Ses, Yağıştan Sonra, Artık Adam, Aylı Geceler

 

             

ŞEHRİYAR  ( 1904 – 1988)

 *  Asıl ve tam adı Doktor Seyyid Mehemmed Hüseyin Behcet Tebrizî'dir.

*  Behçet aynı zamanda ilk mahlası, Şehriyar ise daha sonraki mahlasıdır. Şair ülkesinde ve dünyada mahlası olan “Şehriyar” olarak tanınmaktadır.

*  1904 yılında Tebriz'in Bağmeşe mahallesinde doğmuştur.

*  Şiir ve musikiyi sever. Hat sanatında ustadır. Ayrıca avukatlık mesleğinde çok bilgili ve tecrübelidir.

*  İlk tahsilini babasından almıştır ve küçük yaşlardan itibaren şiire büyük bir ilgi duymuştur.

*  Şehriyar'ın hayatının önemli olaylarından biri de önce babasının bir süre sonra ise annesinin ölümüdür. Şair bu ölümlerden sonra buhranlı bir döneme girmiş, bir süre toplumdan uzak bir hayat sürmek istemiştir.

*  Şairin Türkçe şiirlerinin büyük kısmı 1982'de Yahya Şeyda tarafından Tahran'da neşredilmiştir.

*  Şehriyar anadili Türkçeden başka iyi derecede Farsça, Arapça, Fransızca bilirdi.

*  Şehriyar, gençliğinden beri musiki ile yakından ilgilenmiştir. Çok güzel tar çalan Şehriyar, İran'ın ünlü hanende ve sazendeleri ile dost olmuş, birçoğuna ölümleri vesilesiyle Farsça ve Türkçe mersiyeler yazmıştır.

*  Şehriyar usta şairliğinin yanında seyit (peygamber soyundan gelen) olması hasebiyle de halk arasında büyük saygı ve sevgi görmüştür. Bu yüzden henüz tıp fakültesinde iken bazılarının ona muska yazdırdığı söylenir.

*  İran edebiyatındaki yeri dolayısıyla birinci dereceli Maarif nişanı ile taltif edilmiştir.

*  İran’da 16 Mart günü şehriyar günü olarak kabul edilmiştir.

      ESERLERİ:

Heyderbaba'ya Selam, Türkün Dili, Memmed Rahim'e Cevab, Sehendim, Behcetabad Hatırası, El Bülbülü, Süleyman Rüstem'e Cevaplar, Döyünme ve Söyünme, Getme Tersa-Balası, Naz Eylemisen, Türk Evladı Gayret Vaktidir, Derya Eledim, Türkiye'ye Hayali Sefer

 

 

CELİL MEHMET KULİZADE (1886 – 1932)

Azerbaycan edebiyatının ünlü öykü ve piyes yazarlarındandır.

Eğitimci ve demokratik bir yazardır. Halkı bilgisizlikten kurtarmaya çalışır. Demokratikleşme sürecinde önemli görevler üstlenmiştir.

*  İlk eserini 1980 -1897 yılları arasında yazdıysa da yayımlayamadı. Daha sonraki yazıları kavkuz ve kaspgazetelerinde çıktı. Bu dergide Azerbaycan’ın demokratik fikirlerinin yayımlanmasında, halkın eğitilmesinde, yeni yazar ve şairlerin yetişmesinde ve konuşma dilinin edebi dil olarak kullanılmasında önemli rol oynar.

1905'te Ömer Faik NumanzadeveEmin Bagirzade ile birlikte Gayret matbaasını kurarak Molla Nasreddin adlı mizah dergisini çıkarır.

 ESERLERİ:

          Ölüler, Anamın Kitabı, Feyletonlar, Deli Yığıncağı, Belke De Gaytardılar, Danabas Kendinin Mektebi

 

 

BULGARİSTAN TÜRK EDEBİYATI

 

RECEP KÜPÇÜ   (1934–1976)

 * 1934 yılında Bulgaristan’ınFilibe (Plovdiv) yakınlarındakiKuklenKöyü’ndedoğdu.

* Bulgaristan Türk edebiyatı şairlerindendir.

* RecepKüpçü, son elliyıliçinde, BulgaristanTürkedebiyatınınyetiştirdiğiparlaksimalardandır.

* Özgünbirşairdir.

* Gençlik dergisinin düzenlediği şiir yarışmasında birinci olmuştur.

* Öğretmen okulunu başarıyla bitirmiştir, fakat Türkoloji öğrenimini Türk Filoloji Bölümü kapatıldığı için yarıda bırakmak zorunda kalmıştır.

* Döküm fırınlarında işçilik yapar. Dönemin yönetimine boyun eğmediği için bir işte tutunamaz.

* Çağdaş Bulgar şairlerinden Nedyalko Yordanov, Hristo Fotev, Stoyço Gotsev, İliya Burjev, Dimitır Vilinov ve Geno Genov ile tanışmış. Onlarla arkadaşlık etmiştir.

* Şiirlerinintemeldokusu, Türkhalkınayapılanhakaretlerin son noktasınageldiğiniduyurmak, insanhaklarınısavunmak, uluslararasıplatformdabarışvekardeşliktir.

* Şiirlerinde yurt ulus bayrak ve insan sevgisine ilişkin özlemlerini dile getirir.  Recep Küpçü, millet sevgisini aile sevgisinden daha önde tutan bir şairdir.   www.edebiyatname.com

* Denizden ilham alan Recep Küpçü, birçok deniz şiiri yazmıştır.

* Şair, şiirlerin özüne yüreğinin olanca sıcaklığını vermiş ve biçim anlayışını, çok iyi bir şekilde uygulamasını ustaca becermiştir.

* Söz oyunlarından uzak kalmış. Gerçekleri kendine özgü bir şekilde sade bir şekilde dile getirmiştir.

* O, edebiyatayenihislergetirmiştir. O herkese aklınnefrettenüstünolduğunugöstermiştir.İnsanonurunuayaklaraltınaalantotaliterrejiminBulgaristanTürklerinenelere mal olduğunu eserlerinde sergilemiş, yenineslisürekliolarakuyanıktutmuştur.

* O, sanatıngücüyletürlüimajlar kullanarak, karaya ak demek isteyenlerin kötü niyetlerini açığavurmuş, yazdığı yazılarında attığı taşlarla birçok başlar yarmıştır.

* RecepKüpçü, düşüncelerinde özgür, güzelliği savunma yeteneği olan bir şairdir.Gösterilenyeregitme yerine kendi bildiği yolda, daima doğrunun peşinde olmuştur.

* Bulgar soyadlarının sonlarına getirilen “ev” veya “ov” eklerini Recep Küpçü hiçbir zaman hazmedememiş ve yazdığı iki kitabı da bu gibi takılarsız yayınlamıştır.

* Türk tarihini ve edebiyatını iyi bilen ve yakından takip eden şair, baskıların olduğu bir dönemde bir yolunu bulup en yeni kitapları Türkiye’den getirtmesini bilmiştir.

* “Hayatımda beni yaşatan, kâh güldüren kâh kederlendiren üç varlığım var: Birincisi şiirim, ikincisi Sen Cemile, üçüncüsü iki oğlum.” diyen şair, 1972 yılında büyük oğlu Ünal’ı kan kanserine yakalandığı için kaybeder. Bu olay Recep Küpçü’yü derinden etkiler. İçine kapanır, çok acılar çeker. Ölen oğluna “Ağıtsal Destan” adlı bir şiir yazar. Yeni doğan oğluna ölen Ünal’ın adını verir.

 ESERLERİ:

 Ötesi Var, Ötesi Düş Değil

 

 

KAZAK TÜRK EDEBİYATI

 

MAĞCAN CUMABAYULI ( 1893)- (1938)

*  Mağcan Cumabayulı, Kazak bozkırlarında ortaya çıkan millî uyanışa, millîleşme çabalarına ve kurtuluş mücadelesine kuvvet veren aydın, yazar ve şairler arasındadır.

*  Kazak Türklerindendir.

*  İstanbul’da yeni usule göre eğitim veren bir Çala medresesinde okudu ve bu yerde Arapça, Farsça ve Çağatay Türkçesini öğrendi.

*  Kazak edebiyatının en lirik şairidir.

*  “Şolpan” adındaki ilk şiir kitabı Kazan’da basıldı.

*  Mir Jakup Dulatulı ile tanıştıktan sonra Kazak kültürünün yaygınlaşması için çalıştı.

*  Milliyetçi Kazak aydınları ile beraber Alaş hareketine katıldı.

*  Şiirlerinde Orta Asya Türklerinin hayat tarzını, tarihini, zaferlerini, yurdunun doğal güzelliklerini sık sık dile getirir.

*  Şiirlerinde Türk topluluklarının o dönemdeki dağınıklığından, yabancı işgali altında yaşamak zorunda kalışlarından ve bundan dolayı duyulan ezikliklerden bahseder.

*  Ulusu ve tarihi ile övünür.

*  Birçok dil ve lehçe bilmektedir.

*  Rus, Alman, Fransız, Arap ve Fars edebiyatları alanında da çok geniş bilgiye sahiptir.

*  Türkistan adlı şiirleri ile Türk Dünyasının kalbine taht kurmuş Turan fikrini savunduğu için 1938 yılında Stalin tarafında idam edilmiştir.

ESERLERİ

Şiirlerini “Mağcan Cumabayulı Sıgarmaları” adlı kitapta toplamıştır.

Başlıca şiirleri: Gece ile Gündüz, Uzaktaki Kardeşime, Türkistan, Oral, Aksak Timur Sözü, Doğu, Ateş

 

 

KAZAN TÜRK EDEBİYATI

 

AYAS İSHAKİ

*  Kazan Türklerindendir.

*  Kazan Türklerinin tanınmış edebiyat, düşünce ve politika insanıdır.

*  Ayas İshaki, Kazan Türklerinin bağımsızlığına kendini adamış olan bir sanatçıdır.

*  Çağdaş Kazan edebiyatında yazdığı roman, hikâye ve tiyatro yapıtlarıyla önemli bir yer tutar.

*  Tüm yapıtlarında milliyetçilik üzerinde durmuştur.       www.edebiyatname.com

*  Türkçülük akımından etkilendi.

*  Kazan Türklerinin bağımsızlığı için mücadele vermiştir.

*  Rus Devriminden sonra ülkesini terk ederek İstanbul ve Avrupa'da yaşamıştır.

*  1954 yılında Ankara'da ölmüştür.

  ESERLERİ:

Öyküleri: Zindan, Tövbekar Hatun, Sünnetçi Balbay, Takkeci kız

Romanları: Mulla Bubay, Üyge Taba, Tatarın Kızı, Ulu Muhammed

Anıları: Anı Defteri, Otuz Yıllığım

Oyunları: Kadın İlk Hayat, İki Aşık, Hayat Yolunda

 

 

KIBRIS TÜRK EDEBİYATI

 

OSMAN TÜRKAY    (1921–2001)

*  Türk dünyasının Kıbrıslı büyük şairidir.

*  Uzay çağı şairi olarak bilinir.

*  Osman Türkay 1927 yılında Girne'nin Ozanköy'ünde doğmuştur.

*  Osman Türkay özel bir İngiliz okulunda okumuştur. Londra'ya giderek gazetecilik ve felsefe öğrenimi görmüştür.

*  Şiir yazmaya ortaokul sıralarında başlayan Türkay, şiirlerini Varlık ve Beşparmak dergilerinde yayınladı.

*  Lefkoşa’da Beşparmak ve Uyarı dergilerini çıkardı

*  Adana, Erzurum’da çeşitli görevlerde bulunur.

*  Osman Türkay daha sonraki yıllarda Londra'ya yerleşti ve İngilizce şiirler yazmaya başladı. Aynı zamanda çeviriler yaptı ve sanat yazıları yazdı.

*  Şairin eserleri Türkçe, İngilizce, Rumca, İspanyolca, Urduca, Hinducu, Polonezci, çekçe ve İsveççe yayınlandı.

*  Şiirlerinde Türk tarih ve folklorundan, Akdeniz uygarlığından, uygar dünyadan ve uzay çağı yaşantılarından öğeler dikkati çekmektedir.

*  Edebiyat konusunda “dili araç olarak kullanıp bir şey anlatan; anlattığı şeyi de güzel anlatan sanattır” tanımını getiren Türkay, edebiyatçının biçim kurmak, biçem yaratmak çabası içinde olduğuna inanır.

*  Türkay’ın şiirlerindeki sosyal dokuyu oluşturan görüşleri, evrenselliğe ve başkaldırıya giden yolun temel taşlarıdır.

*  Osman Türkay, şiirinin dünyayı çıkış noktası alan, gökyüzünde özgürce yelken açan derin soluğu, tüm insanlığı konuşur.

*  O, insanı çözümleyici dizelerinde çağla açık bir hesaplaşmanın keskin hatlarını sergilemekten çekinmez.

*  Osman Türkay şiirlerinde insanın kâinattaki yerini göstermeye çalışır ve işler.

*  Osman Türkay, değer yargılarımızın süzgeciyle metafizik alanın kaygı ve heyecanlarını bütün insanlığa iletme sevdasında bir büyük şairdi.

*  Şiirleriyle, sayısız edebiyat ödülü kazandı. Albert Einstein Özel Barış Ödülü ve iki Edebiyat Doktorluğu gibi onur ödüllerine de sahip olan şair, iki kez de Nobel Edebiyat Ödülüne aday gösterildi.

*  "Evrende Rast gele Bir Gezinti" adlı kitabıyla, Amerikan Başarılar Enstitüsü'nün "Yılın Adamı" ve "Bin Yılın Şöhretler Sarayı" ödüllerini, Amerikan Biyografi Enstitüsü'nün "Altın Plak" ödülünü, "Başkanlık Onur Mührü”nü, Avustralya'da "Uçan Altın Kumru" ödülünü kazandı.

*  Osman Türkay ayrıca, dünyada en çok mektup alan Türk edebiyatçısı olarak bilinir.

*  Şiirleri yanında denemeler ve incelemeler yazdı, İngilizceden çeviriler yaptı.

*  Osman Türkay 24 Ocak 2001 tarihinde yaşlılığa bağlı sağlık sorunları nedeniyle tedavi gördüğü Girne Akçiçek Hastanesi'nde öldü. 

ESERLERİ:

Yedi Telli, Uyurgezer, Beethoven’le Aydınlığa Ulaşmak, Evrenin Düşünde Gezgin, Kıyamet Günü Gözlemcileri, Variation (Variasyon), Seçme Şiirler, Gaipten Gelen Sesin Haritası, Avrupa Şiiri

 

         

ÖZKER YAŞIN (1932-…)

*  Lefkoşa’da doğan Özker Yaşın ortaöğrenimini Türkiye'de İstanbul Vefa Lisesi’nde yapmış ve sonra Kıbrıs'a dönmüştür.

*  Kıbrıs’ta muhabirlik, reklâmcılık ve fıkra yazarlığı yapmıştır. Yine Kıbrıs’ta bir kitabevi kurmuş ve haftalık Savaş adlı bir gazete çıkarmıştır. Çıkardığı gazetede Kıbrıslı Türklerin sorunlarım dile getirmiş, Kıbrıslı mücahitlerin mücadelesine bütün gücüyle destek vermiştir.

*  Özker Yaşın, şiir, öykü, roman ve oyun türünde eserler yazmıştır.

*  Özker Yaşın, İngiliz sömürgesi altındaki mücadele döneminde ve sonraki dönemlerde geçmişe sahip çıkmak, ülkenin bağımsızlığını tekrar kazanmak ve Türkiye ile bağları güçlendirmek için hep milli konularda şiirler yazmıştır.

Atatürk hayranıdır. Atatürkçü dünya görüşlerini samimiyetle, yurt ve ulus sevgisiyle bütünleştirerek yoğun bir biçimde şiirlerinde işlemiştir. “Kıbrıs'tan Atatürk'e” adlı eserinde Atatürk’e olan sevgisini açıkça dile getirir.

*  Türkçenin zengin olanaklarının farkında olarak, Kıbrıs Türk şiirinde özgün arayışlar içerisinde olan şairlerin en önemlilerinden biri de kuşkusuz Özker Yaşın’dır.

*  Özker Yaşın’ın şiirlerinde Orhan Veli Kanık, Nazım Hikmet, Cahit Külebi, Ümit Yaşar Oğuzcan, Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Behçet Kemal Çağlar gibi şairlerin etkisi bir biçimde hissedilir.

*  Özker Yaşın, yaşadığı Kıbrıs'ın sorunlarım sürekli gündemde tutan bir yazarımızdır.

*  Kıbrıs Türklerinin çektiği eziyetler, gördüğü zulümler, verdiği mücadeleleri konu alır.

*  Özker Yaşın, şiir çalışmalarını 1987'den bu yana yerleştiği İstanbul'da da sürdürmektedir.

ESERLERİ:

Benim Vatanım, Önce Kuşlar Uyanıyor, Mehmetçik Kıbrıs'ta, Oğlum Savaş'a Mektuplar, Hödükname, Bütün Kapılar Kapandı, Mücahitler, Girne’den Yol Bağladık, Kıbrıslı Kazım

 

 

BATI TRAKYA TÜRKLERİ TÜRK EDEBİYATI

 

MEHMET HİLMİ (1902-1931)

*  Batı Trakya Türklerindendir.

*  Mehmet Hilmi, 1902 yılında Sofulu’nun Babalar köyünde doğmuştur. Küçük yaşta anne ve babasını kaybettiği için; Babalar köyünde yaşayan Şakir Ağa tarafından evlatlık edinilmiştir. 

*  Eğitim hayatı maddi zorluklar içerisinde geçmiştir. Öğrenim hayatı boyunca zeki ve çalışkan birisi olarak tanımlanan Mehmet Hilmi, öğretmen okulunu başarılı bir şekilde bitirmiştir.

*  İskeçe’nin Yenice bucağında öğretmenlik hayatına başlamıştır. Öğretmenlik hayatında çalışmalarını dört duvar okul sıraları arasına kısıtlamayıp, bilgisini yalnızca öğrencileriyle paylaşmakla kalmayıp, sosyal kişiliğini de ön plana çıkararak, köy halkıyla da yakından ilgilenmiştir. Burada öğrendiklerini, gözlemlerini, bilgisini köy halkıyla paylaşmış, onların sorunlarını dinlemiş, böyle olunca da herkes tarafından tanınmış ve kendini sevdirmiştir.

*  Anadolu harbi sonrası, Batı Trakya okullarına yerleştirilen göçmenlerden dolayı, eğitim ve öğretim işleri durunca Mehmet Hilmi bir süre öğretmenliğe ara verip tütün işleriyle uğraşmıştır.

*  Mehmet Hilmi, azınlık arasındaki fikir alışverişini hızlandırmak ve aydınlatmak gerektiğini düşünerek “Yeni Ziya” adında bir gazete yayınlamaya başlar. İskeçe ufuklarında bir ümit ve cesaret güneşi ile doğmuş olan Yeni Ziya, ilk sayısından itibaren, ateşli bir dille azınlığımızın haklarını müdafaa etmeye başlamıştır. Mehmet Hilmi, Yeni Ziya’daki yazılarıyla yorgun düşen, yaşama sevincini, azmini yitiren azınlık insanlarına, yeniden yaşama ve mücadele azmini kazandırmıştır. Yazılarıyla halkın sevilen ve sayılan bir siması olmuş, onu tanımayan kalmamıştır.    www.edebiyatname.com

*  Gümülcine ve İskeçe'de Türk gençlik teşkilatlarının kuruluşlarında öncülük etti.

*  Mehmet Hilmi, aşırı milliyetçi yazılar yazdığı gerekçesiyle mahkeme kararı doğrultusunda, Yeni Ziya gazetesinin yayını durdurulur. 1925 yılı başlarında, Mehmet Hilmi Limni Adası’na sürgün edilir.

*  1926 tarihinde, arkadaşı İbrahim Demir Bey’le “Yeni Yol” gazetesini çıkartırlar. Gazetenin imtiyaz sahibi İbrahim Demir, başyazarı Mehmet Hilmi’dir. Yeni Yol’un yayın hayatı çok kısa sürmüştür. Sadece 3 sayısını okuyucularına ulaştırabilmiştir. Yeni Yol da, milli bütünlüğünü bozduğu gerekçesiyle, 1926’da kapatılmıştır.

*  Mehmet Hilmi mücadelesine 1926 yılında İskeçe’de yayınlanmaya başlanan “Yeni Adım Gazetesi” ile devam eder. Yeni Adım ile azınlığa, fikirlerini ve ideallerini duyurma imkânı bulmuştur. Yazdığı yazılarla dikkatleri üzerine çeken Mehmet Hilmi, Kitira Adası’na sürgün edilmiştir. 2. sürgün hayatı böyle devam etmiş, fakat azminde ve gayretinde hiçbir eksilme olmamıştır. Sürgün dönüşü, kaldığı yerden yazılarına devam etmiştir.

*  Batı Trakya Türkleri konusunda, daha çok siyasi çalışmalarıyla tanınan Mehmet Hilmi; dürüst, insancıl, vefakâr, girişimci, ilerici, sosyal ve paylaşımcı, şair ruhlu olma özellikleriyle tanınıyordu.

*  Üçüncü sürgün hayatını Larissa’da geçiren Mehmet Hilmi, 10 yıllık sürgün ve mücadele onu iyice yıprattı. 1931’de ani gelen apandisit krizi ve ameliyatı sonunda hayata gözlerini yumdu.

*  Mehmet Hilmi kendini, Batı Trakya Türklerinin haklarını korumaya adamış bir siyasetçidir.

*  Eğer yaşamış olsaydı, Trakya’nın yetiştirdiği iyi bir edebiyat adamı olacaktı. Fakat hayatının baharında 29 yaşında dünyaya gözlerini kapamıştır.

*  Mehmet Hilmi, yazdığı hikâyelerinde Batı Trakya Türklerinin problemlerini dile getirmiştir.

*  Olayları gözlem ürünü canlı tipler vasıtasıyla çözmeye çalışmıştır.

*  Öykülerinde ayrıca sürgün

*  Beşeri duygular açısından tahlillere yöneldiği hikâyelerinde sürgün edildiği yerleri ve o yerlerin halkının sorunlarını da dile getirdiği görülür.

*  Batı Trakya Türkleri konusunda daha çok siyasî çalışmalarıyla tanınan Mehmet Hilmi'nin edebî çalışmaları henüz müstakil bir kitap halinde toplanmamıştır.

 

 

ABDÜRRAHİM DEDE  (1954-…)

*  Batı Trakya Türklerindendir.

*  1954 yılında İskeçe’de doğan Abdurrahim Dede, İskeçe’nin köklü ailelerinden Abdurrahman Dede'nin oğludur.

*  İlk ve orta öğrenimini İskeçe’de yaptıktan sonra Türkiye'de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi.

*  Abdurrahim Dede Batı Trakya Türkleri ile ilgili çok sayıda siyasi kitabın yazarıdır.

*  Abdurrahim Dede şiir, hikâye çalışmaları yanı sıra özellikle Halk Edebiyatı alanındaki araştırma ve derlemeleri ile tanındı.

*  Abdurrahim Dede, Batı Trakya Türklerinin sözlü edebiyat ürünlerini bilimsel yöntemlerle ortaya koymuş; masal, efsane, mani, atasözü, bilmece, ninni ve türkü gibi anonim ürünlerini derlemiş, İskeçe'de kardeşi Abdulhalim Dede'nin yayınladığı Trakya'nın Sesi gazetesinde bu derlemelerini yayınlamıştır.

*  Abdurrahim Dede ayrıca Balkan Türklerinin tarihi sorunları ve günümüzdeki durumları hakkında da eserler vermiştir.

*  Abdurrahim Dede aynı zamanda bir öykü yazarıdır.

*  Abdurrahim Dede halen T.C. vatandaşı olarak Türkiye'de yaşamaktadır.

 ESERLERİ:

          Rumeli’de Bırakılanlar, Balkanlarda Türk İstiklal Hareketleri, İskeçe’deki Türklerin Dramı, İlhanlı Destanı, Azınlıklar Ezilmemeli, Batı Trakya Türkleri, Batı Trakya Türk Folkloru, Batı Trakya Manileri, Batı Trakya Türklerinde Eski Türk Dini Şamanizmden Kalıntılar, Uluslararası Türk Folklor Kongresi Tebliği

 

Yusuf ALTINSOY / Türk Edebiyatı-Dil ve Anlatım Öğrt.   www.edebiyatname.com

 

 

KIRGIZ TÜRK EDEBİYATI

 

CENGİZ AYTMATOV    (1928 – 2008)

*  Aytmatov, ünlü Kırgız yazarı, çevirmen, gazeteci ve politikacıdır.

*  1928 yılında Kırgızistan'daki Talas eyaletinin Şeker köyünde doğdu.

*  Kazakistan'a giderek Cambul Veterinerlik Teknik Okulu'nda okudu. Daha sonra Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'e giderek burada Frunze Tarım Enstitüsü'nde öğrenimine devam etti. Ardından Maksim Gorki Edebiyat Enstitüsü'ne geçti ve 1956 ile 1958 yılları arasında Moskova'da okudu.

*  Yazmaya 1956 yılında Pravda gazetesinde başladı.

*  Yazdığı eserleriyle 1957 yılında Sovyet Yazarlar Birliği'ne üye kabul edildi. 1963'te Lenin Ödülü'nü aldı. En genç Lenin Ödüllü sanatçı oldu.

*  Aytmatov, eserlerini, Kırgızca ve Rusça olarak kaleme almıştır.

*  Yapıtları yüz ellinin üstünde dile çevrildi.

*  Sovyetler Birliği'nin dağılması ve Kırgızistan'ın bağımsızlığına kavuşmasından sonra ülkesini Lüksemburg'da büyükelçi olarak temsil etti.

*  Aytmatov eserlerini yazarken ilhamını Manas destanı ve diğer Kırgız destanlarından, efsanelerinden alır. Mitolojiyi çağdaş bir zeminde sentezlemek ve yeniden yaratmak amacıyla eserlerinde mitolojiye oldukça yakın durmuştur ve eserlerinde mitolojilere, efsanelere ve halk hikâyelerine göndermeler yapmıştır.

*  Aytmatov, eserlerinin çoğunda tema olarak aşk, dostluk, savaş döneminin acıları ve kahramanlıkları ile Kırgız gençliğinin gelenek ve göreneklerine bağlılığını seçti.

*  Aytmatov, milletinin tarih boyunca kazandığı sosyal, kültürel, ahlaki, edebi, askeri yani bütün maddi ve manevi zenginliğini eserlerine yansıtmıştır.

*  Yaşadığı coğrafyanın insanının tarih içinde kazandığı değerleri, acılarını, kahramanlıklarını, tecrübelerini yazıya döküp ölümsüzleştirmiştir.

*  Halkının içinde düştüğü zor durumları eserlerinde en güzel şekilde anlatmış, onların çözümlerine dair ipuçları göstermiş, eserlerinde kendi ifadesi ile ‘tipik insan’ı ortaya koymaya çalışmış bir yazardır.

*  Hikâyelerinde milletinin temel mülkü olan milli hafızaya ait efsane, destan, masal, hikâye ve türküleri ve bunların meydana geldiği şartları, ardındaki hikâyeleri, insanları kullanırken, Kırgız Türk kültürünü, psikolojisiyle, duyuş ve anlayış tarzıyla, maddi manevi zenginliğiyle o kültürü bina edenlerin evlatlarına yeniden hatırlatmaya çalışmıştır.    www.edebiyatname.com

Romanlarının ana konusu savaş ve aşktır.

*  Cemile adlı romanı, dünyada bütün zamanların en çok okunan aşk romanı seçilmiştir.

*  Cengiz Aytmatov; edebi çalışmalarına ek olarak, Avrupa Birliği, NATO, UNESCO ve Benelüks ülkelerinin Kırgız delegeliğini üstlenmiştir. Ayrıca Kırgızistan Dışişleri eski Bakanı Askar Aytmatov'un babasıdır.

*  Aytmatov, Gün Olur Asra Bedel romanının film çekimleri için gittiği Tataristan’ın başkenti Kazan'da rahatsızlandı. Tedavi için geldiği Almanya'da 10 Haziran 2008 tarihinde yaşamını yitirdi.

*  Kırgızistan'da 2008 yılı, Cengiz Aytmatov yılı ilan edilmişti.

 ESERLERİ:

Dağlar Devrildiğinde-Ebedi Nişanlı, Darağacı - Dişi kurdun Rüyaları, Gün Olur Asra Bedel, Fuji-Yama, Beyaz Gemi, Selvi Boylum Al Yazmalım, Elveda, Gülsarı, Dağlar ve Steplerden Masallar, İlk Öğretmenim, Cemile, Yüzyüze, Zorlu Geçit, Toprak Ana, Cengiz Han'a Küsen Bulut, Çocukluğum, Kızıl Elma, Hiroşimalar Olmasın, İlk Turnalar

 

 

 KIRIM TÜRK EDEBİYATI

 

İSMAİL GASPIRALI (1851–1914)

*  Asıl adı İsmail Mirza Gasprinskiy’dir.

*  Soyadı, Kırım'daki Gaspra şehrinden gelmektedir.

*  1851'de Kırım’ın Bahçesaray yakınlarındaki Avcıköy'de doğmuştur.

*  Gaspıralı, Rus İmparatorluğu'nda Türk ve İslam toplumlarının eğitim, kültür reformu ve modernleşmeye ihtiyacı olduğunu fark eden ilk ve tek Müslüman entelektüeldir.

*  Öğrenim hayatına mahallî Müslüman mektebinde başlayan İsmail, tahsilini bir Rus okulu olan Akmescit Erkek Gimnazyumu'nda sürdürdü.

*  Moskova'daki Harbokulu'nda okurken Girit isyanında Rum asilere karşı mücadele eden Osmanlı askerlerine katılmak arzusuyla gizlice Türkiye'ye geçmeye teşebbüs ettiği için Çarlık Rusyası’ndaki askerî talebelik kariyeri bu şekilde sona erdi.

*  Moskova'daki askerî tahsil yıllarında dönemin Rus fikir hayatını ve aydınlarını yakından tanımak imkânını buldu.

*  Paris'e gitti ve Paris’te geçirdiği iki yıl içinde ünlü Rus yazarı İvan Turgenyev'e asistanlık yapmak da dâhil çeşitli işlerle hayatını kazandı.

*  Osmanlı zabiti olma arzusuyla İstanbul'a geldi. Ancak burada müracaatına olumlu karşılık alamayınca tekrar Kırım'a döndü.

*  1878–1884 yılları arasında Bahçesaray Belediye Başkanlığı' yaptı.

*  Yabancı hâkimiyeti altında yaşayan soydaş ve dindaşlarını uyandırmak, onların seslerini duyurmak arzusuyla Akmescit'te çıkan Rusça Tavrida gazetesinde "Rus İslâmı" başlıklı sonradan risale olarak da yayınlanan bir dizi yazı yazdı. Burada, Rusya ile onun Müslüman tebaası arasındaki ilişkilere değinerek, bu kadar çok sayıda Müslümanı içinde bulunduran Rusya'nın bir Ortodoks Hıristiyan devleti olduğu kadar aynı bir Müslüman devleti sayılmasının da doğru olacağını savundu.

* Gaspıralı fikirlerini tedricî ve ihtiyatlı bir şekilde de olsa ortaya koyabileceği Türkçe bir yayın organına ihtiyaç duymaktaydı. Bu yoldaki resmî müracaatlarının sonuçsuz kalması üzerine, Tiflis’te her birini değişik adlarla bastırdığı bir dizi yazılar neşretti.

*  Gaspıralı düşüncelerini 1883'te kurduğu ve 1918'e kadar varlığını sürdüren "Tercüman" adlı gazetesiyle yaymıştır. Yayınlarında Türk halklarını birlik ve dayanışmaya çağırmıştır.

*  Gaspıralı, modernleşmenin Avrupalılaşma olduğunu savunmuş ve modernleşmenin tek yolunun eğitim olduğuna inanmıştır. O, İslam okullarındaki çoğunlukla din üzerinde yoğunlaşan eğitim sistemini sürekli eleştirmiştir.

*  Eğitim sistemini modernleştirme taraftarıdır.

*  Gaspıralı kadınlar için Âlem-i Nisvan (Kadınlar Dünyası),  çocuklar için de Âlem-i Subyan (Çocuklar Dünyası) adlı bir dergi çıkarmıştır.

*  Öyküleri ve düşünsel nitelikte yazılmış eserleri vardır.

*  İstanbul ağzının Türk dünyası için ortak dil olmasını istemiştir.

  ESERLERİ:

Salname-i Türkî, Mirat-ı Cedid,  Hoca-ı Sibyan, Avrupa Medeniyetine Bir Nazar-ı Muvazene, İslamlara dair Nizamlar ve İmtiyazlar, Rusya Coğrafyası, İki Bahadır, Kıraat-i Türki, Maişet Muharebesi, Kolera Vebası ve Onun Deva ve Darusu, Bahtiyar Nazım, Atlaslı Cihanname, Medeniyet-i Islamiye, Garaib-i Adat-i Akvam, Arslan Kız, Mektep ve Usul-i Cedid Nedir?, Risale-i Terkib, Her Gün Gerek Zakonlar, Rehber-i İslamiye, Şara'it al-Islam,Türkistan Uleması, Mevlud-i Cenâb-ı Hazret-i Ali, Beden-i İnsan, Meşhur Payitahtlar, Zoraki Tabib, Asya'da Komşularımız, Müslüman Kongresi

 

 

CENGİZ DAĞCI  (1920-…)

*  Kırım Tatar roman yazarıdır.

*  Gurzuf yakınında Yalta şehrinin Kızıltaş (şimdiki adıyla Krasnokamenka) köyünde doğmuştur.

*  Çocukluğu kıtlık, yoksulluk, Rus emperyalizminin zulmü ve büyük baskılar altında geçmiştir.

*  İlk ve orta öğrenimini köyünde ve Akmescit`te yapmıştır. Kırım Pedagoji Enstitüsü ikinci sınıfında iken çıkan II. Dünya Savaşı nedeniyle 1941`de Ukrayna cephesinde Almanlara esir düşmüştür. Almanların yenilmesi üzerine esir kampından kurtularak müttefik devletler safına sığınmış ve Londra'da Wimbledon yakınlarına yerleşmiştir.

*  Cengiz Dağcı vatanından ayrıldığından bu yana hiç Kırım'a gitmemiştir.

*  Cengiz Dağcı bir öykü ve roman yazarıdır.

*  Cengiz Dağcı, İlk edebi zevkini, amcası Seyit Ömer Dağcı'nın aile içinde Ömer Seyfettin'den okuduğu hikâyelerden alır.

*  Edebiyata şiirle başlayan Cengiz Dağcı, çocukluktan gençliğe atladığı çağlarda, bir yandan çalışıp, bir yandan şiirle meşgul olmuştur.

*  Cengiz Dağcı eserlerinde iki büyük dünya savaşının insanlık üzerindeki olumsuz etkilerini ele almıştır.

*  Cengiz Dağcı eserlerinde kendi yaşamından kesitler sunar.

*  Cengiz Dağcı Türkiye'ye hiç gelmediği halde kitaplarını Türkiye Türkçesi ile yazmıştır, hatta kitaplarının ilk redaksiyonunu da şair Ziya Osman Saba yapmıştır.

*  Cengiz Dağcı’nın Türkiye'de yayınlanan eserleri sayesinde Türkiye'de birçok insan Kırım’ı ve Kırım Tatarları'nın yaşantılarını öğrenmiştir.

*  Cengiz Dağcı eserlerinde Kırım Türklerinin Rusların zulmü altındaki hayatını anlatır.

*  Şairliğin yanında aynı zamanda gazeteci olan Dağcı, "Komsomolets" gazetesinde muhabir ve mülakatçı olarak çalışmıştır. Komsomolets gazetesinde kendi şiirlerinin yanında, Kırım halk şiirlerini ve Kırım folkloruna ait kültürel ürünleri tanıtma ve yayımlama imkânı bulur.

*  Cengiz Dağcı’nın hüzünlü bir üslûbu vardır.

*  Cengiz Dağcı bütün eserlerini Türkçe yazıp, Türkçe yayınlamıştır.

ESERLERİ:

       Korkunç Yıllar, Yurdunu Kaybeden Adam, Onlar da İnsandı, O Topraklar Bizimdi, Dönüş, Genç Temuçin, Ölüm ve Korku Günleri, Badem Dalına Asılı Bebekler, Üşüyen Sokak, Anneme Mektuplar, Yoldaşlar, Biz Beraber Geçtik Bu Yolu, Bay Markus Burton`un Köpeği, Bay John Marple`ın Son Yolculuğu, Yansılar, Ben ve İçimdeki Ben

 

Yusuf ALTINSOY / Türk Edebiyatı-Dil ve Anlatım Öğrt.   www.edebiyatname.com

 

 

ÖZBEKİSTAN TÜRK EDEBİYATI

 

ABDÜLHAMİT SÜLEYMAN ÇOLPAN (1897-1938)

*  1897 yılında Türkistan’ın Fergana vilayetine bağlı olan Andican kentinde doğan Abdülhamit Süleyman Çolpan, öğrenimini Andipan’da tamamlamıştır.

*  Gerçek adı Abdülhamit Süleyman’dır. Çolpan (Tan Yıldızı) onun takma adıdır.

*  Abdülhamit Süleyman Çolpan, 1918–1930 yılları arasında yazdığı şiirlerle Türkistan halkının en sevilen şairi oldu.

*  Çolpan, hem medresede hem de Rus okullarında öğrenim görmüş; Arapça, Farsça, Rusça ve İngilizce öğrenmiştir.

*  Abdülhamit Süleyman Çolpan, Mevlana, Sadi, Hafız, Hayyam, Nevayî, Fuzulî gibi Türk ve İslam klasiklerini okumuştur.

*  Türkiye’den Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin, Mehmet Emin, Ziya Gökalp, Mehmet Akif gibi şair ve yazarları yakından tanımıştır.

*  Pek çok şii­ri halk tarafından bestelenerek okundu.

*  Akıcı bir üslup ve saf  Türkçe İle yazılmış şiirleri vardır.

Abdülhamit Süleyman Çolpan, yenilikçi dönemin en önemli şairlerindendir.

*  Şiir, öykü, roman, oyun yazmıştır.

Abdülhamit Süleyman Çolpan, özgürlük şairi olarak bilinir.

*  Eserlerinde halkının özlemini simgelerle dile getirmiştir.

*  Çolpan’ın şiirleri döneminde bağımsızlığın ve yurt sevgisinin birer timsali gibi görülmüş ve sevilmiştir.

*  Çolpan, millî meseleler yanında sosyal buhranları da işlemiştir.

Şiirlerini hece ölçüsüyle ve halk şiiri tarzında yazmıştır. Ayrıca aruzu ve serbest ölçüyü de denemiştir.

*  Oyganış (Uyanış) adlı eseri Çolpan’ın yayımlanmış tek şiir kitabıdır.

*  Çolpan’ın Güzel Fergana, Kisen (Zincir), Kozgalış (Ayaklanma) adlı eserleri bestelenmiş ve dilden dile dolaşmıştır.

*  Yazdığı eserlerden dolayı varlığı rejim için tehlikeli görülerek defalarca hapsedilmiş, son ha­pisliğinde ise kurşuna dizilerek öldürülmüştür.

  ESERLERİ.

       Uyanış, Tan Sırları, Koşuklarım, Gece ve Gündüz, Uzun Kulaklı Baba, Müthiş Yumruk

 

 

AYBEK (1905 - 1968)

*  Özbekistanlıdır.

*  1905 yılında Taşkent'te doğdu.

*  Asıl adı Musa Taşmuhammedoğlı'dır. Ancak eserlerinde Aybek mahlasını kullanmıştır.

*  Aybek, çok yönlü bir sanatçıdır. Şair, romancı, tercüman, edebiyatçı, dilci, ilim adamı ve iktisatçı olarak birçok eser verdi. Edebî ve ilmî değeri bulunan zengin bir külliyat bıraktı.

*  Aybek, sanat hayatına başladığında meşhur Özbek şair Çolpan'ın öğrencisi olarak tanınmıştır.

*  Aybek, şiir, roman, deneme, makale türünde eserler vermiştir.

*  Şiirlerinde simgesel bir anlatım vardır.

*  Romanlarının konusunu çoğunlukla Özbek tarihinden, toplumsal ve siyasal alanlardan seçmiştir.

*  Eserleri: Tuyuglar, Nevaiy, Zafer ve Zühre, Kutluk Kan, Köngil Neyleri...

*  İlk şiir kitabı 1926 yılında yayımlanan Fuyğular'dır. Bu eserde hem Çolpan'ın hem de sembolist Rus şairlerin tesiri görülür.

*  Köngil Neyleri ve Meş'ale adlı kitaplarında sembolik olarak, güzellikleri, şiddeti, değişen hayatın keskin manzaralarını terennüm eder.

* Dilber Devri Kızı adlı destan tarzındaki eserinde, 1920'li yıllarda Özbekistan'da kadınların serbestliği için verilen mücadeleyi yansıtmıştır.

* Aybek, romancı olarak ilk eseri olan Kutluğ Kaan'ı 1940 yılında yazdı. Roman, 1916 yılında yaşanan isyanı ve o dönemde Türkistan'da yaşanan sosyal hayatı bütün cepheleriyle hikâye etmektedir.

 ESERLERİ:

Tuygular (şiir) Kutluk Kaan, Nevai, Balık, Ulug Yol (roman)

 

 

 UYGUR TÜRK EDEBİYATI

 

ZİYA SAMEDİ

Uygur Türklerindendir.

*  1914 yılında Kazakistan Almatı’daki Yarkand şehrinde doğmuştur.

*  Samedi, 1937’de Uygur Türklerinin çektiği bu acıları romanlarında sürekli olarak işlediği ve milliyetçi bir kişiliğe sahip olduğu için Sheng Shicai tarafından tutuklanmış ve 7 yıla mahkûm edilmiştir.

*  1944’de Doğu Türkistan Ordusu’na katılmış ve albaylığa kadar yükselmiştir.

Tiyatro, senaryo, roman, öykü türlerinde eserler vermiştir.

*  Ziya Samedi, Kanlı Dağ adlı ünlü romanında Uygur Türklerinin Çinli milliyetçilerden gördüğü çeşitli işkenceleri anlatmıştır.     www.edebiyatname.com

*  Ziya Samedi, Uygurların ünlü epik şiiri Garip ve Senem’i sahnede oynanması için yazıya geçirmiştir.

*  Samedi, 1980’de Uygur Edebiyatı’na kazandırdıkları ve yaptığı çalışmalardan dolayı Kazakların Yazarı Ödülü ile şereflendirilmiştir.

*  Ziya Samedi’nin kitapları sadece Kazakistan’da kullanılabilinmektedir.

 ESERLERİ:

Boynu Kesik (müzikal) , Yılların Sırrı, Kanlı Dağ, Garip ve Senem, Çin zindanlarında, Sevecen Ana, Gani Batur-Mayimhan, Ahmet Efendi, Bir Tane Sigara, Kaysılar Olgunlaştığı Zaman, İli Nehri Boyunca 

 

 

TÜRKMENİSTAN TÜRK EDEBİYATI

 

ATA ATACANOĞLU (1922)

*  Türkmenistan Türk edebiyatının tanınmış sanatçısıdır.

*  Sanat hayatı, Alma Yene Gülleyer adlı şiir kitabıyla başlar.

*  Şiir, roman, deneme, oyun yazmıştır.

*  Ata Atacanoğlu, daha çok lirik şiirleriyle tanınır.

*  Şiirlerindeki içtenlik, duruluk ve canlılıktan doğan lirizm, bestecileri etkilemiş, birçok şiiri bestelenmiştir.

*  Otuza yakın yapıtı olan Atacanoğlu kimi şiirlerinde sosyal ve ahlaki sorunlara da yer verir.

*  Hece ölçüsüyle yazdığı şiirleri gibi serbest ölçülü şiirleri de sade, akıcı ve sürükleyicidir.

*  Tiyatro yapıtlarında günlük yaşamla ilgili sorunlara yer verir.

 ESERLERİ:

Guşgı Galası, Menin Dövürdeşlerim, Edime Edim, Üçlerin Siyahatı, Sallançağım Sehra Menin, Nan Bilen Namus, Öçme Ocağım, Çakmak, Men Size Baryan.

 

 

IRAK TÜRK EDEBİYATI

 

ATA TERZİBAŞI (1924)

*  Irak Türklerindendir.

*  1924 yılında Kerkük’te doğmuştur.

*  Kerküklü Molla Ahmed'in oğlu Abdurrahman Ağa'nın soyundandır. “Terzibaşı” soyadı bu zattan gelmektedir.

*  Bağdat Hukuk Fakültesi’nden 1950 senesinde mezun olmuş Kerkük’te avukatlığa başlamıştır. O tarihten beri kendi ili Kerkük'te avukatlık yapmaktadır.

*  Atâ Terzibaşı, Irak Türklerinin edebiyatı, kültür ve folklor dünyası üzerine yaptığı araştırmalarla tanınmıştır. Onun bu alandaki çalışmaları, edebiyatımızın bütün yönleri için kaynak sayılır. Ağırlıklı olarak hoyratları ilmi bir metotla incelemiş, düzenlemiştir.

*  Klasiklerimiz arasında yer alan Bağdatlı Ruhi, Nesimi, Fuzuli, Garibi gibi birçok sanatçı hakkında araştırmalar yazmıştır. Fuzuli' ye ilişkin yazıları, onun çok yönlü bir yazar olduğunun kanıtıdır.

*  Şöhreti Irak'tan başka Türkiye ve Azerbaycan dolaylarında da yayılmış, bu yönü ile Irak'ta Türk kültürünün en büyük temsilcisi olmuştur.

*  Bir kültür adamı olan Ata Terzibaşı’nın yazıları, Beyrut’ta “El Edip”, Kahire’de “El-Risale”, Halep’te “El Hadis”, İstanbul’da neşredilen “Türk Yurdu” ve Ankara’da çıkan “Türk Dili”nde yayınlandı.

* Atâ Terzibaşı, Arapça yayınlanan haftalık “Elsakaf el hadise” ve Türkçe yayınlanan “Beşir” adlı haftalık edebî gazetelerin de sahibidir.

*  Diktatör Abdülkerim Kasım döneminde Irak Türklerinin üzerinde estirilen terör ve baskı hareketlerinden 1959 yılında tevkif edilince Hille şehrine sürgün edildi, serbest bırakıldıktan sonra kültür faaliyetlerine devam etti.

*  Ata Terzibaşı’nın kaleme aldığı Kerkük Hoyratları ve Manileri (3 cilt) adlı eseri sahasında önemli eserler arasında yer almaktadır. Birinci cildinde, “Hoyrat lafzının aslı, hoyrat ve manilerin edebi mefhumu, hoyrat ve manilerin mevzuu, Hoyrat ve manilerin edebi mefhumu, Hoyratın musiki bakımından menşe ve tekâmülü, Tanınmış hoyrat çağıranlar” gibi bölümler bulunmaktadır. İkinci ciltte ise 850 civarında cinaslı hoyrat bulunmaktadır. Üçüncü ciltte ise 1200 kadar cinassız hoyrat ve mani vardır.

*  Ata Terzibaşı başlangıçta serbest şiire şiddetle karşı olmasına karşın zaman içerisinde bu anlayıştan ayrılmış, duygu ve düşüncelerin serbest tarzda da dile getirilebileceğini dile getirmiştir.

*  Irak ve Türkiye'de, Türkoloji ve folklor gibi konularda yapılan uluslararası kongre ve sempozyumlarda, Irak Türklerinin kültür, edebiyat ve folklor dünyasını aydınlatan tebliğler sunmuştur.

*  Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı (TÜRKSAV), 2008 yılında Araştırmacı,Yazar Ata Terzibaşı’nı  Türk Dünyası Hizmet Ödülü’ne layık görmüştür.

*  Terzibaşı hiç evlenmemiştir. Niçin evlenmediğini soranlara ise, "Ben kitaplarımla evliyim" cevabını vermiştir.

 ESERLERİ:

Şarkı ve Türküler, Kerkük Hoyratları ve Mânileri, Kerkük Havaları, Kerkük Eskilersözü, Kerkük Şairleri, Arzı Kamber Matalı

 

 

YUGOSLAVYA TÜRK EDEBİYATI

 

NİMETULLAH HAFIZ (1939)

*  Yugoslav Türklerindendir.

*  1939 yılında Prizren'de doğmuştur.

*  İlk ve ortaokulu, ardından liseyi de doğduğu kentte bitirdi.

*  Önce Belgrat Üniversitesi Filoloji Fakültesi'nin Şarkiyat Bölümü'nü daha sonra ise Sarayevo Üniversitesi Felsefe Fakültesi Şarkiyat Bölümü'nü bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde “Prizren Türk Halk Edebiyatı Metinleri ve Ağız Hususiyetleri” üzerine doktora yaptı. Pristine Üniversitesi Şarkiyat Bölümü'nde önce doçent daha sonra profesör oldu.       

*  Edebiyata ilk adımlarını 1960’lı yıllarda atan Nimetullah Hafız'ın ilk şiirleri "Birlik" Gazetesi ve "Sevinç" Aylık Çocuk Dergisi'nde yayımlandı.

*  Çocuk şiirlerinin yer aldığı “Günaydın” adlı ilk şiir kitabı 1964 yılında yayınlanmıştır.

*  Halkbilimine ilgi duymaya başlaması üzerine şiiri bir yana bırakan Nimetullah, inceleme-araştırma alanında çalışmalar yapmaya başlamıştır. Bu alanda birçok dil ve halk edebiyatı seminer, sempozyum ve kongresine katılmıştır.

*  Nimetullah Hafız, derleme ve seçki alanında da çalışmalar yapmıştır. Daha sonra bu çalışmalarını bir kitap halinde yayımlamıştır.

*  Nimetullah Hafız’ın Türk folkloruna büyük hizmetleri olmuştur.

*  Eserlerinde çevre, doğa, yurt ve çocuk sevgisi gibi konuları ele almıştır.

*  Yugoslavya’daki Türk şiirine yenilikler getirmiştir.

 ESERLERİ:

Günaydın, Ana Kucağı, Yugoslavya’da Çağdaş Türk Edebiyatı Antolojisi, Makedonya Türk Halk Edebiyatı Metinleri...

 

Yusuf ALTINSOY / Türk Edebiyatı-Dil ve Anlatım Öğrt.   www.edebiyatname.com

 

Ziyaretçiler

8152896
Bugün
Dün
Bu Hafta
Geçen Hafta
Bu Ay
Geçen Ay
Toplam
543
424
6216
8134788
35996
40504
8152896

İP'niz: 3.239.129.52
Server Time: 2023-05-28 20:01:26

Arama