EDEBİYATNAME

Türk Dili ve Edebiyatı Kaynak Sitesi

HALK EDEBİYATI NAZIM TÜRLERİ

 

HALK (ÂŞIK) EDEBİYATI NAZIM TÜRLERİ

 

1. Güzelleme

 

*  İnsan, tabiat, aşk, sevgi sevgilinin güzelliklerinden bahseden şiirlerdir. Koşma nazım şekliyle yazılır.

*  Dörtlüklerle, 11’li hece ölçüsüyle ve abab cccb dddb kafiye düzeniyle yazılır.

*  Güzelleme türündeki şiirler lirik şiirlerdir.

*  En önemli şairi Karacaoğlan’dır.

 

ÖRNEK

  

Ala gözlerini sevdiğim dilber

Dünya başıma da dar oldu tez gel

Garip bülbül gibi artıyor ahım

Göğsünde din iman var ise tez gel

 

Has bahçenden dersem gonca gülünü,

N'eyleyim har almış sağ ve solunu.

Hayli demdir bekliyorum yolunu,

Kalmadı takadım, amanın tez gel.

 

Cemalin karşımdan gitmez her zaman,

Düşünüp derdimi edeyim beyan.

Gönüller eğleyen bir kaşı keman,

Kaşları kemanım amanın tez gel.

 

Karac’oğlan der ki perişan halim

Nice bir çekeyim bu aşkın yayın

Gayrı insafa gel lebleri balım

Şu benim derdime dermana tez gel

 

 

2. Koçaklama

 

*  Coşkun ve yiğitçe bir üslûpla yiğitlik, kahramanlık ve savaş konularını işler.

*  Koçaklama türü şiirler epik şiirlerdir.

*  Koçaklamalar koşma şeklinde söylenir.

*  Dörtlüklerle, 11’li hece ölçüsüyle ve abab cccb dddb kafiye düzeniyle yazılır.

*  Edebiyatımızda Köroğlu ve Dadaloğlu koçaklama şairi olarak tanınır.

 

ÖRNEK

   

Tan yeri ağarmadan şafak sökende

Düşmanın üstüne hörelenmeli

Düşman kalkan alıp kılıç çekende

Yiğit on beş yerinden yaralanmalı

 

Haber aldım ihvanından kulundan

Doyuk olduk akçasından pulundan

Hey ağalar akan kanın alından

Altımızda Kır-At kınalanmalı

 

Köroğlu’m der Mirza gele Han gele

Ben isterim günde yüz tufan gele

Derelerden oluk oluk kan gele

Sele düşüp gövde kürelenmeli

 

 

ÖRNEK:

 

Benden selam olsun Bolu beyine

Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır

Ok gıcırtısından gürzün sesinden

Dağlar seda verip seslenmelidir

Düşman geldi tabur tabur dizildi

Alnımıza kara yazı yazıldı

Tüfek icat oldu mertlik bozuldu

Eğri kılıç kında paslanmalıdır

Köroğlu düşer mi yine şanından

Ayırır çoğunu er meydanından

Kir-At köpüğünden düşman kanından

Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır

                                                                         

3. Taşlama

 

*  Bir kimseyi veya toplumun bozuk yönlerini eleştirmek için yazılan şiirlerdir.

*  Koşma nazım şekliyle yazılır.

*  Dörtlüklerle, 11’li hece ölçüsüyle ve abab cccb dddb kafiye düzeniyle yazılır.

*  Aşık Dertli, Bayburtlu Zihni, Ruhsati ve Develili Seyrani önemli taşlama şairleridir.

*  Divan edebiyatındaki adı hicviye’dir.

 

ÖRNEK

  

Bitmez oldu harmanların eyisi

Hurma tadı verir erik kayısı

Sadrazam etsen eğer seyisi

Ölmüş eşek arar nalın sökecek                                 

 

ÖRNEK

   

Yumurtanın iki olsa sarısı

Beyazına çıkar onun yarısı

Cahil adam misli yaban arısı

Çok yapsa bal yapmaz orman içinde

 

 

4. Ağıt

 

*  Sevilen bir kişinin ölümünden duyulan üzüntüyü dile getir-mek amacıyla ve koşma nazım şekliyle yazılan şiirlerdir.

*  İslamiyet öncesindeki adı sagu, Divan edebiyatındaki adı “mersiye”dir.

*  Anonim halk edebiyatında da ağıtlar olmakla birlikte ağıtlar âşık tarzı Türk edebiyatına aittir.

*  Doğal afetler, ölüm, hastalık vb. çaresizlikler karşısında korku, heyecan, üzüntü, isyan gibi duyguları ifade eden ezgili ürünlerdir.

*  Ağıt söyleme işine ağıt yakma, ağıt söyleyenlere ise ağıtçı denilmektedir.

*  Koşma nazım şekliyle yazılır.

*  Dörtlüklerle, 11’li hece ölçüsüyle ve abab cccb dddb kafiye düzeniyle yazılır.

 

ÖRNEK

  

SEFİL BAYKUŞ NE GEZERSİN

 

Sefil baykuş ne gezersin bu yerde

Yok mudur vatanın illerin hani

Küsmüş müsün selamımı almadın

Şeyda bülbül şirin dillerin var mı

Ecel tuzağını açamaz mısın

Açıp da içinden kaçamaz mısın

Azat eyleseler uçamaz mısın

Kırık mı kanadın kolların hani

Bir kuzu koyundan ayrı mı durdu

Yemez mi dağların kuşuyla kurdu

Katardan ayrıldın şahin mi vurdu

Turnam teleklerin tellerin hani

Aç mısın yok mudur ekmeğin aşın

Odan ne karanlık yok mu ataşın

Hanidir güveyin hani yoldaşın

Hani kapın bacan yolların hani

Kara yerde mor menevşe biter mi

Yaz baharda ishak kuşu öter mi

Bahçede alışan çölde yatar mı

Uyan garip bülbül güllerin hani

Burda yorgan döşek yastık var mıdır

Bu geniş dünyada yerin dar mıdır

Dalın tahta duvar önün yar mıdır

Yeşil başlı sunam göllerin hani

Körpe maral idin dağlarımızda

Dolanırdın sol u sağlarımızda

Taze fidan idin bağlarımızda

Felek mi budadı dalların hani

Düğününde acı şerbet içildi

Gelinlik esvabın dar mı biçildi

İlikle düğmele göğsün açıldı

N'oldu kemer beste bellerin hani

Alışmış kaşların var mı kınası

Ala idi gözlerinin binası

Kocaldın mı onbeş yılın sunası

Yok mudur takatın hallerin hani

 

Emmim kızı aç kapıyı gireyim

Hasta mısın halin hatrın sorayım

Susuz değil misin bir su vereyim

Çaylarda çalkalanan sellerin hani

Yatarsın gaflette gamsız kaygusuz

Ninni balam ninni kalma uykusuz

Hem garip hem çıplak hem aç susuz

Felek fukarası malların hani

Her gelip geçtikçe selam vereyim

Nişangah taşına yüzüm süreyim

Kaldır nikabını yüzün göreyim

Ne çok sararmışsın halların hani

Civan da canına böyle kıyar mı

Çıkıp da bağlara bakamaz mısın

Kaldırsam ayağa kalkamaz mısın

Ver bana tutayım ellerin hani

Sen de Hıfzı gibi tezden uyandın

Uyandın da taş yastığa dayandın

Aslı Hanım gibi kavruldun yandın

Yeller mi savurdu küllerin hani

 

 

 

 

Yusuf ALTINSOY / Türk Dili ve Edb. Öğrt.    www.edebiyatname.com

 

 

 

Ziyaretçiler

8152876
Bugün
Dün
Bu Hafta
Geçen Hafta
Bu Ay
Geçen Ay
Toplam
523
424
6196
8134788
35976
40504
8152876

İP'niz: 3.239.129.52
Server Time: 2023-05-28 19:20:16

Arama