EK NEDİR?
Sözcük kök ve gövdelerine gelerek onların anlamlarını değiştirip yeni kelimeler türeten, kimi zaman anlamlarıyla birlikte türlerini de değiştiren ya da sözcüklerin cümle içindeki görev almalarını sağlayan hece ve seslere ek denir.
Türkçe sondan eklemeli bir dil olduğu için ekler genellikle kök veya gövdenin sonuna gelir. Sadece yabancı dillerden geçmiş sözcüklerde “bi-, na-” olumsuzluk ön eki sözcüğün başına gelir. “binamaz, bihaber, nahoş, natamam” örneklerinde olduğu gibi.
Ekler ikiye ayrılır: 1) Yapım Ekleri 2) Çekim Ekleri
1) YAPIM EKLERİ
Yapım ekleri, kelime kök ve gövdelerine gelerek onlardan yeni kelimeler türeten eklerdir. Yapım ekleri sayesinde dilin anlatım yeteneği genişletilir ve dili zenginleştiren yeni kelimeler türetilir.
Bir ekin yapım eki olabilmesi için iki şartı yerine getirmesi gerekir:
a) Getirilen ekin mutlaka sözcüğün anlamını değiştirerek yeni bir kelime türetmesi gerekir.
b) Eski sözcük ile yeni türetilen sözcük arasında mutlaka bir anlam ilgisinin olması gerekir.
Örnek:
“Simit” sözcüğüne getirilen “-çi” eki ile anlam değişmiş ve yeni kelime “simitçi” türetilmiştir. “simit” ile “simitçi” arasında da anlam ilgisi vardır. Bu sebeple “-çi” eki yapım ekidir.
“kitaplık, temizlikçi, yazdır-, uçak, sula-, yaşa-, keskin…” örneklerinde olduğu gibi getirilen ekler hepsinde yeni kelime türetmiş ve aynı zamanda eski kelime ile yeni kelime arasında da anlam ilgisi vardır.
Türkçede dört farklı yapım eki vardır:
a) İsimden isim yapma ekleri
b) İsimden fiil yapma ekleri
c) Fiilden fiil yapma ekleri
d) Fiilden isim yapma ekleri
A. İSİMDEN İSİM YAPMA EKLERİ
İsim kök veya gövdelerine gelerek onlardan yeni isimler türeten eklerdir.
Başlıca isimden isim yapan ekler ve örnekleri:
-lık, -lik: kitap-lık, saman-lık,baklava-lık (un), bayram-lık (elbise),gece-lik, gelin-lik,avukat-lık,bakan-lık,vali-lik, müdür-lük,erkek-lik, genç-lik,yolcu-luk,beş-lik,yüz-lük,ana-lık, evlat-lık,
-lı, -li: sayı-lı (gün),renk-li (kâğıt),Konya-lı,lise-li,paha-lı,söz-lü,iç-li dış-lı, iri-li ufak-lı,
-sız –siz: tel-siz, ök-süz, bağım-sız (ülke),borç-suz harç-sız, ip-siz sap-sız,
-cı, -ci: cam-cı, iz-ci,simit-çi,sol-cu,milliyet-çi,şaka-cı, yalan-cı,
-cık, -cik: ada-cık, dere-cik, kedi-cik, arpa-cık (hastalık), yılan-cıkkızıl-cık(bitki), elma-cık (kemiği), badem-cik, sığır-cık, maymun-cuk (alet)
-ca, -ce: çılgın-ca, kısa-ca, düşman-ca, gizli-ce, İngiliz-ce, Türk-çe, Çamlı-ca, aptal-ca (söz)
-daş, -deş: anlam-daş, arka-daş, yurt-taş, ses-teş
-ncı, -nci: altı-ncı, bir-i-nci, elli-nci
-ar, -er: kırk-ar, on-ar,beş-er, bir-er
-sal, -sel: doğru-sal, duygu-sal, kalıt-sal, kara-sal, kut-sal
-tı, -ti: gürül–tü, fısıl–tı, horul–tu; cızır–tı, çatır–tı, patır–tı
-aç, -eç: boz-aç, kır-aç, top-aç
-ak, -ek:baş-ak, sol-ak, top-ak, ben-ek
-an, -en:oğulan>oğlan, kız-an, er-en
-cıl, -cil:tavşan-cıl, ben-cil, ev-cil, ölüm-cül, balık-çıl, et-çil, ot-çul
-cileyin: ben-cileyin, sen-cileyin
-ç: ana-ç, ata-ç, baba-ç
-gıl, -gil:Ali-gil, dayım-gil, dört-gül, kır-kıl, iç-kil
-ge –ka:öz-ge, baş-ka
-kan, -ken:baş-kan, er-ken
-kek:er-kek
-man, -men:kara-man, konuk-man, dik-men, evci-men, köle-men, köse-men
-la:kış-la-g > kış-la, yay-la-g > yay-la
-lak, -lek:av-lak, kış-lak, kuş-lak, ot-lak, su-lak, ev-lek
-layın, -leyin:akşam-leyin, gece-leyin, sabah-leyin
-msı, -msi:acı-msı, ağac-ı-msı, sarı-msı, tatlı-msı, tepe-msi, ekşi-msi
-mtırak:ekşi-mtırak, acı-mtırak, sarı-mtırak, mavi-mtırak
-rak, -rek:acı-rak, kısa-rak, tatlı-rak, iri-rek
-sak, -sek :bağır-sak, kur-sak, dir-sek, tüm-sek
-sı, -si: kadın-sı, erkek-si, çocuk-su
-şın, -şin: ak-şın, kara-şın, sarı-şın, gök-şin
-t: eş-i-t, yaş-ı-t
-z: altı-z, beş-i-z, iki-z, üç-ü-z
B. İSİMDEN FİİL YAPMA EKLERİ
İsim kök ve gövdelerinden fiiller yapmak için kullanılan eklerdir.
Başlıca isimden fiil yapan ekler ve örnekleri:
-la-, -le-: ak-la-, av-la-, bağ-la-, baş-la-, nokta-la-, çat-la-, hav-la-, üf-le-
-lan-, -len-: can-lan-, dik-len-, yaş-lan-, bol-laş-, dinç-leş-, iyi-leş-
-al-, -el-: az-al-, boş-al-, bun-al-, dar-al-, kör-el-, yön-el-
-l- : doğru-l-, duru-l-, ince-l-, kısa-l-, sivri-l-
-a-, -e-: benz-e- (<beniz-e-) boş-a-, kan-a-, oy(u)n-a-, tür-e-, tün-e- (tün: gece), yaş-a-
-ar-, -er- : ak-ar->ağ-ar-, baş-ar-, mor-ar-, on-ar-, ev-er-, göğ-er-
-da-, -de- : çatır-da-, fısıl-da-, horul-da-, ışıl-da-, kütür-de-
-k- : aç-ı-k->ac-ı-k-, bir-i-k-, geç-i-k->gec-i-k-, göz-ü-k-
-kır-, -kir-: fış-kır-, hıç-kır-, kış-kır-t-, püs-kür-, tü-kür-
-msa-, -mse- : az-ı-msa-, ben-i-mse-, kötü-mse-, küçükümse>küçü-mse-
-r- : deli-r-
-sa-, -se- : su-sa-, umur-sa-, mühim-se-, garip-se-, önem-se-
C. FİİLDEN FİİL YAPMA EKLERİ
Fiil kök ve gövdelerinden, yeni fiiller türetmek için kullanılan, sayıca az fakat işlek eklerdir.
Başlıca fiilden fiil yapan ekler ve örnekleri:
-l- : boğ-u-l-, büz-ü-l-, üz-ü-l-, yor-u-l-, duy-u-l-, öv-ü-l-, sar-ı-l-, sök-ü-l-, ver-i-l-, yaz-ı-l-
-ma-, -me- : duy-ma-, kaç-ma-, sor-ma-, uyu-ma-, yat-ma-, bil-me-, çek-me-, gör-me-
NOT: “-ma-, -me-” ekleri getirildiği bütün fiil kök ve gövdelerine olumsuzluk anlamı katar. Bu ekin, çekim eki değil yapım eki olduğu unutulmamalıdır.
-n- : bak-ı-n-, çek-i-n-, giy-i-n-, yet-i-n-,ara-n-, sil-i-n-, yıka-n-
-r- : aş-ı-r-, bit-i-r-, geç-i-r-, piş-i-r-,doğ-u-r-, duy-u-r-
-t- : acı-t-, benze-t-, boya-t-, düzel-t-, kapa-t-, kuru-t-, oku-t-, sür-t-, uza-t-, ürk-ü-t-, yüksel-t-
-ş- : at-ı-ş-,bak-ı-ş-, dön-ü-ş-, döv-ü-ş-, gör-ü-ş-, gül-ü-ş-, kalk-ı-ş-, kok-u-ş-, sev-i-ş-, sık-ı-ş-
-dır-, -dir-: kay-dır-,yaz-dır-, ye-dir-, don-dur-, aç-tır-, as-tır-, bık-tır-, tart-tır-, çek-tir-
-a-, -e-:bul-a-, dol-a-, tık-a-
-ala-, -ele-: kak-ala-, kov-ala-, ov-ala-, eş-ele-, it-ele-, tep-ele-
-ar-, -er- : kop-ar-, çık-ar-
-ı-, -ü- : kaz-ı-, sür-ü-
-k- : dol-u-k-, kan-ı-k-; bur-k-, kal-k-
-p- : ser-p-
D. FİİLDEN İSİM YAPMA EKLERİ
Fiil kök ve gövdelerinden isimler yapmakta kullanılan eklerdir.
Başlıca fiilden isim yapan ekler ve örnekleri:
-gan, -gen: atıl-gan, alış-kan, kay-gan, somurt-kan, değiş-ken, üret-ken
-gı, -gi: al-gı, çal-gı, sar-gı, say-gı, at-kı, bas-kı, kes-ki, tut-ku, düş-kü
-gın, -gin: az-gın, dal-gın, boz-gun, ol-gun, yat-kın, bit-kin, piş-kin, seç-kin
-ı, -i: an-ı, başar-ı, bat-ı, kaz-ı, say-ı, diz-i, gez-i, ver-i, doğ-u, dol-u, öl-ü, ört-ü
-ıcı, -ici: ak-ıcı, bak-ıcı, kurtar-ıcı, tüket-ici, üret-ici, ver-ici, soğut-ucu, tut-ucu, sür-ücü
-ış, -iş: al-ış, bak-ış, davran-ış, yaratıl-ış, gir-iş, söyle-y-iş, gör-üş.
-k : aç-ı-k, boz-u-k, dile-k, don-u-k, kes-i-k, kır-ı-k, sök-ü-k, yan-ı-k
-m: al-ı-m, bak-ı-m, bas-ı-m, bil-i-m, eğit-i-m, geç-i-m, giy-i-m, öl-ü-m, uçur-u-m
-ma, -me: oku-ma, gez-me, as-ma, bas-ma, danış-ma, dol-ma, kavur-ma, yaz-ma, besle-me, böl-me
-mak, -mek: aç-mak, ağla-mak, kaz-mak, bil-mek, derle-mek, çak-mak, ek-mek, ye-mek
-tı, -ti : alın-tı, kabar-tı, kaşın-tı, belir-ti, tiksin-ti, görün-tü
-a, -e :doğ-a, sap-a, oy-a, yar-a, diz-e, sür-e
-ağan, -eğen :dur-ağan, ol-ağan, yat-ağan, gez-eğen
-ak, -ek :barın-ak, bat-ak, bıç-ak, dur-ak, kon-ak, sap-ak, yat-ak, dön-ek
-alak, -elek :as-alak, yat-alak, çök-elek
-amak, -emek: bas-amak, kaç-amak, tut-amak
-anak, -enek: ol-anak, tut-anak, gel-enek, gör-enek, kes-enek, seç-enek
-ca, -ce: sakın-ca, düşün-ce, eğlen-ce, güven-ce, söylen-ce
-ç:gülün-ç, iğren-ç, inan-ç, kılın-ç, kıskan-ç, korkun-ç, sevin-ç, usan-ç
-aç, -eç:kaldır-aç, sark-aç, say-aç, büyüt-eç, gül-eç, sür-eç
-dı, -di:piş-ti
-ga, -ge:dal-ga, bil-ge, böl-ge, göster-ge, sömür-ge, süpür-ge, öner-ge.
-gaç, -geç: solun-gaç, utan-gaç, il-geç, süz-geç, üşen-geç, yüz-geç, kıs-kaç.
-gıç, -giç:başlan-gıç, dal-gıç, bil-giç, sor-guç.
-maca, -mece: bul-ma-ca, koş-ma-ca, bil-me-ce, çek-me-ce, düz-me-ce
-maç, -meç:bula-maç, çığırt-maç, yırt-maç, de-meç.
-man, -men:az-man, danış-man, okut-man, say-man, yaz-man, öğret-men, seç-men, yönet-men.
-mık, -mik:kıy-mık, il-mik, kus-muk, soy-muk.
-n: ak-ı-n, bas-ı-n, diz-i-n, gel-i-n, say-ı-n, tüt-ü-n, yay-ı-n, yığ-ı-n
-t: an-ı-t, bin-i-t, dik-i-t, geç-i-t, kes-i-t, öğ-ü-t, um-u-t, kon-u-t, taşı-t, yak-ı-t
-am:buram, tutam
-baç :dolanbaç>dolambaç, saklanbaç> saklambaç
-mur:yağmur
-sak: tutsak
-van: yayvan
-acak, -ecek:olma-y-acak (dua), öden-ecek (borç), yakacak, çekecek, içecek, gelecek, yiyecek
-an, -en:ağla-y-an (göz), çalış-an (ustageç-en (yıl), bakan, çağlayan, kapan, kıran
-ar, -er:bak-ar (kör), koş-ar (adım), tut-ar (el), dön-er (sermaye), tutar, yazar, çizer, döner
-ası, -esi: adı bat-ası (düşman), canı çık-ası (sarhoş), eli kırıl-ası (hırsız), kör ol-ası (şeytan
-dık, -dik:tanı-dık (adam), görülme-dik (kalabalık
-maz, -mez:çık-maz (sokak),utan-maz (adam), tüken-mez (kalem)
-mış, -miş:kırıl-mış (cam), veril-miş (ödev), oku-muş (adam), sön-müş (ocak).
-r:bil-i-r (kişi), gör-ü-r (göz)
-a, -e:bat-a çık-a, koş-a koş-a, sor-a sor-a, gül-e gül-e, gül-e oyna-y-a
-alı, -eli:ol-alı, tanış-alı, bil-eli, gel-eli, görme-y-eli (büyümüş).
-arak, -erek:anlat-arak (öğrendi), çalış-arak (kazan), kay-arak (düştü), gül-erek (cevap verdi)
-dıkça, -dikçe:al-dıkça, bil-dikçe, oku-dukça, gör-dükçe
-ı, -i, -u, -ü:ağla-y-ı ağla-y-ı, oyna-y-ı oyna-y-ı
-ınca, -ince, -unca, -ünce:inan-ınca, gel-ince, sor-unca
-ıp, -ip, -up, -üp:al-ıp, çal-ıp, sevin-ip, oku-y-up
-ken:satar i-ken> satar-ken, dinlenmiş-ken, gülecek-ken, yazacak-ken
-madan, -meden:bil-meden (almış), çalış-madan (olmaz), gör-meden (karar veremem).
ÇEKİM EKLERİ
İsim veya fiil kök ve gövdelerine gelerek onların anlamlarını ve türünü değiştirmeden diğer sözcüklerle ilgi kurmalarını ve cümle içerisinde görev almalarını sağlayan eklere çekim ekleri denir.
Örnek:
* gel – di – niz
* ağaç – lar – da
TÜRKÇEDEKİ BAŞLICA ÇEKİM EKLERİ
A) İsim Çekimi Ekleri
1. Çokluk eki
2. Soru eki
3. İyelik ekleri
4. Hâl ekleri
5. Eşitlik eki
B) Fiil Çekimi Ekleri
1. Kişi ekleri
2. Biçim ve zaman (kip) ekleri
Yapım Ekleri ile Çekim Eklerinin Karşılaştırılması
a) Yapım eklerinin kullanım alanı sınırlıdır. Sadece birkaç kelimeye gelerek yeni kelime türetir. Çekim eklerinin kullanım alanı ise sınırsızdır. Bu sebeple çok işlek bir ektir. Yani bir çekim eki bütün isim veya fiile gelebilir.
b) Yapım ekleri isim veya fiil kök ve gövdelerinden yeni kelimeler türetirken çekim ekinin yeni kelime türetme görevi yoktur.
c) Çekim ekleri bir sözcüğün diğer sözcüklerle ilgi kurmasını sağlarken yapım eklerinin diğer kelimelerle ilgi kurma görevi yoktur. Yani bir cümle kurulurken yapım eklerinin hiçbir fonksiyonu yokken bu görev tamamen çekim eklerinin üzerindedir.
d) Çekim ekleri, kelimenin yapısında değişikliğe yol açmaz, yapım ekleri ise kelimenin yapısında değişikliğe yol açar. Çünkü yapım eklerini alan bir kelime türemiş kelimesayılır ve gövde olur. Sadece çekim ekini alan bir sözcük ise hala kök halindedir.
e) Çekim ekleri kelimenin türünü değiştirmezken yapım ekleri kelimenin türünü değiştirir. Yani ismi fiil veya fiili isim yapar.
f) Yapım ekleri çekim eklerinden önce gelemez. “İçtenlik, gündelik, ondalık, toptancı…” gibi kelimeler hariç. Çünkü bu kelimelerde kalıplaşma vardır.
g) Bir kelimeye aynı cinsten birden fazla yapım eki getirilirken, bir kelimeye aynı cinsten iki çekim gelemez. Mesela, bir isim hem belirtme hâli eki hem bulunma hâli eki alamaz. Türkçedeki “Bir-i-si, hep-i-si, kim-i-si” örneklerinde peş peşe iyelik eki gelmesinin sebebi, ilk eklerin kelimeyle kalıplaşmış olmasındandır.
h) Hem yapım ekleri hem de çekim ekleri(farklı cinsten olmak şartıyla) bir sözcüğe birden fazla gelebilir.
k) Yapım eklerinde olduğu gibi çekim eklerinde de isme gelen çekim ekleri fiile; fiile gelen çekim ekleri isme gelmez. “İnsan-lar, yaptı-lar” örneklerindeki gibi yazılışları aynı olanların bile adları ve görevleri farklıdır. “İnsan-lar” kelimesindeki “-lar” eki, çokluk eki iken “yaptı-lar” kelimesindeki “-lar” eki ise çoğul 3. kişi ekidir.
l) Hem yapım ekleri hem de çekim ekleri kök veya gövdeye getirilirken ses uyumundan dolayı bazı ses değişikliklerine uğrarlar. “Yatak-ı: yatağı, yıka-yor: yıkıyor, seç-gin: seçkin” örneklerinde görüldüğü gibi.
Çekim ekleri, isim ve isim soyundan kelimelere gelen isim çekimi ekleri ve fiillere gelen fiil çekimi ekleri olmak üzere iki çeşittir:
İSİM ÇEKİM EKLERİ
İsim çekim ekleri, isimlerin sonuna gelerek bunların cümle içerisindeki diğer isim ve fiillere bağlanmasını sağlayan, bağlanan bu sözcükler aralarında ilgiler kuran ve bunların cümle içerisindeki görevlerini belirleyen eklere denir.
İsim çekim ekleri şunlardır:
1. Çokluk Eki
2. Durum (Hâl) Ekleri
3. İlgi (Tamlama) Ekleri
4. İyelik (Aitlik) Ekleri
5. Eşitlik Ekleri
1. ÇOKLUK EKLERİ
Çokluk eki, getirildiği sözcüğün sayısını çoğaltarak birden fazla olduğunu belirten ektir.
Örnek:
* kalemler, kağıtlar, öğrenciler…
Türkçede çoğul ekini alan her sözcük çoğul anlamı ifade etmez. Bunlar:
a) Boy, millet ve yer adlarından sonra gelen “-lar,-ler” eki “topluluk,genelleme”anlamı verir.
Örnek:
* Özbekler, Türkler, Ruslar; Konyalılar, köylüler gibi
b) Kişi adlarından ve akrabalık bildiren isimlerden sonra getirilen “-lar, -ler” eki, “-gil” eki görevinde “topluluk, aile” anlamı verir:
Örnek:
* Yarın babamlargelecekmiş.
* Sen Ayşelerde bekle, biz oraya geliriz.
* Tatile dayımlar dagelecekmiş.
c) Tanınmış kişilerin adlarından sonra kullanılan çokluk eki, çokluk kavramıylabirlikte “saygı, benzerlik” anlamı da verir:
Örnek:
* Fatihler, Mustafa Kemaller, Mimar Sinanlar, Tarık Buğralar.
d) Çokluk ekiyle kurulan ikilemeler de vardır:
Örnek:
* Ben güzeller güzeli bir kıza vuruldum.
* Onunla yıllar yılı konuşmuyorum.
e) Teklik olarak kullanılması gereken kelimeler, bazı deyimlerde çokluk ekiyle kullanıldığında abartma anlamı verir:
Örnek:
* Dünyalar kadar iş var.
* Sıcaklar bastırdı.
* Havalar birdenbire değişti.
* Ateşler içinde kıvranıyordu.
f) Bazı sözcüklere getirilen “-lar, -ler” çokluk ekleri sözcüğe “yaklaşık” anlamını kazandırır.
Örnek:
* Onun üç yaşlarında bir kızı vardı.
* Babam öldüğünde iki yaşlarındaydım.
g) Sözcüklere getirilen “-lar, -ler” çokluk ekleri cümleye “her” anlamını verir.
Örnek:
* Ben sabahları mutlaka kahvaltı yaparım.
* Sen akşamları ders çalışmıyor musun?
NOT: Fiil çekiminde kip eklerinden sonra gelen -lar, -ler eki, eylemin kişisini gösteren çoğul 3. kişi ekidir. İsimlere getirilen çokluk ekiyle karıştırılmalıdır. Çünkü Kişi eki fillere getirilirken, çokluk eki isimlere getirilir.
Örnek:
* istemişler, almıyorlar, getirdiler… (çoğul 3. Kişi eki)
* eller, topraklar, ağaçlar… (çokluk eki)
2. HAL EKLERİ
Cümlede isimleri isimlere, fiillere bazen de edatlara bağlayarak isimlerin diğer kelimelerle ilgisini kurmaya yarayan asıl çekim ekleridir. İsimler, bu eklerle başka kelime veya kelime gruplarıyla ilgiye girerler. Bu ilgiden ismin yalın olarak veya ek alarak bulunduğu durum ortaya çıkar. Buna ismin hâlleriveya ad durumları denir.
a) İsmin Yalın Hâli
İsim ve isim görevindeki kelimelerin herhangi bir durum eki almamış biçimidir.
Örnek:
* kalem, sıra, toprak, araba, sevgi, aşk…
NOT 1)İsimlerin çokluk, iyelik, eşitlik, ilgi ve iyelik ekleriyle ve soru edatı almış biçimleri yalın hâl durumunu etkilemez. Bu ekleri alan sözcükler yalın haldedir.
Örnek:
* böcekler, tırnaklarım, çocuğun, elimiz, boyca …
NOT 2)Yalın hâldeki isimler cümlede özne ve belirtisiz nesne görevinde bulunurlar.
Örnek:
* Bugün Ahmet nöbet tutacak. (özne)
* Ali’nin arabası çalınmış. (özne)
*Çocuklar kavga ediyordu. (özne)
* Bakkaldan ekmek ve peynir almış. (nesne)
NOT 3)Yalın hâldeki isimler edatlarla birleşerek edat gruplarını oluştururlar.
Örnek:
* Buz gibi bir hava vardı.
* Biz kitap için çarşıya çıktık.
* Bu bilgisayar ile ne yapıyorsun?
* Seni dünya kadar seviyorum.
b) İsmin Belirtme Hâli
İsimlere ve isim soylu sözcüklere gelerek yüklemin bildirdiği işten etkilenen varlığı cümle içerisinde belirten ve görev almalarını sağlayan ektir. Belirtme hâli eki, ünlü uyumuna göre “-ı, -i, -u, -ü” şeklinde sözcük kök veya gövdesine gelebilir.
İsmin belirtme hali ekini alan isimler, cümlede “kimi, neyi” sorularına cevap veren sözcüğün üzerinde bulunur ve bu sözcükler cümlede belirtili nesne görevindedir.
Örnek:
* siz-i, insanlar-ı, perdey-i, yurd-u, eller-i, toprağ-ı, okul-u, söz-ü…
* Ayşe evi hemen temizledi. (neyi temizledi: evi)
* Yolu kaybedince polisi aradık. (neyi kaybedince: yolu, kimi aradık: polisi)
* Bahçeye kaçan topu patlatmışlar. (neyi patlatmışlar: bahçeye kaçan topu)
NOT 1) Türkçede iki çeşit “-i” eki vardır. Birincisi ismin belirtme hali eki, ikincisi 3. Tekil iyelik eki. Bu ikisini karıştırmamak gerekir. İsmin belirtme hali eki daima “neyi, kimi” sorusuna cevap verirken, iyelik eki isim tamlamasında tamlananın üzerine bulunur ve “neyin nesi” sorusuna cevap verir.
Örnek:
* Bugün dersi erken bitirdik. (neyi: dersi = belirtme hali eki)
* Ayşe’nin dersi henüz bitmedi. (neyin nesi: Ayşe’nin dersi= iyelik eki)
NOT 2) Türkçede bir sözcüğün üzerinde iki tane “-ı, -i, -u, -ü” eki varsa bunun ilki daima iyelik, ikincisi ise ismin belirtme hali ekidir.
Örnek:
* Ali’nin yengesini yolda gördüm. (neyin nesi: Ali’nin yengesi = iyelik eki, kimi gördüm: Ali’nin yengesini= belirtme hali eki)
* Onun gözünü pansuman yapmışlar. (neyin nesi: onun gözü = iyelik eki, neyi pansuman yapmışlar: onun gözünü= belirtme hali eki)
NOT 3) Türkçede ismin “-ı, -i, -u, -ü” belirtme hali ekini alan sözcük “neyi, kimi” sorusuna cevap verdiği için daima belirtili nesne görevinde bulunur. Yani her zaman belirtili nesnelerin üzerinde bu ek bulunur.
Örnek:
* Dün gece merdivenleri yıkadılar. (neyi yıkadılar: merdivenleri= belirtili nesne)
* Ormanları asla yok etmeyin. (neyi yok etmeyin: ormanları= belirtili nesne)
c) Yönelme (Yaklaşma) Hâli
Eylemi gerçekleştirenin yönünü ve nereye doğru yaklaştığını belirten “-e” ekidir. İsmin yönelme (yaklaşma) hali eki daima “neye, kime, nereye” sorusuna cevap veren sözcüğün üzerinde bulunur.
Örnek:
* ev-e, Aksaray’a, biz-e, mutfağ-a, orman-a, Ahmet’e… (neye, nereye, kime)
* Söylediklerimi defterinize yazınız. (nereye yazınız: defterinize)
* Ellerine krem sürmeyi unutma. (nereye sürmeyi: ellerine)
* Bu olanları sakın kafana takma. (nereye takma: kafana)
* Notları Ayşe’ye vereceğim. (kime vereceğim: Ayşe’ye)
* Seninle köye gidelim. (nereye gidelim: köye)
NOT 1) Türkçede yönelme (yaklaşma) hali eki “neye, kime, nereye” sorusuna cevap veren sözcüğün üzerinde bulunduğu için genellikle dolaylı tümleç görevinde bulunur, bazen de “ne zaman” sorusuna cevap veren sözcüğün üzerinde bulunur. O zaman zarf tümleci görevinde bulunur.
Örnek:
* Sütü halıya dökmüşsün. (nereye dökmüşsün? “süte”= dolaylı tümleç)
* Yarın Ankara’ya hastaneye gideceğiz. (nereye gideceğiz? “Ankara’ya hastaneye”= dolaylı tümleç)
* Seninle akşama görüşürüz. (ne zaman görüşürüz? “akşama”= zarf tümleci)
NOT 2) Türkçede yönelme (yaklaşma) hali eki dışında bir de zarf fiil eki “-e” vardır. Bunları birbirine karıştırmamak gerekir. Bulunma hali eki isimlere getirilirken, zarf fiil eki fiillere getirilir.
Örnek:
* Olayları herkese anlatmış. (Yönelme hali eki)
* Telefonu çantaya koymuştum. (Yönelme hali eki)
* Soğanları soya soya bitiremedi. (zarf fiil eki)
* Çocuk koşa koşa gitti. (zarf fiil eki)
d) Bulunma Hâli
İsimlere “-de” ekinin getirilmesiyle yapılan ve geldiği isme “yanında, yakınında, altında, üstünde, sağında, solunda, içinde bulunma, kalma” anlamı katarak yüklemle arasında ilgi kurmaya yarayan ektir. Bu ek ses uyumuna girerek “-ta, -te” haline gelebilir.
Örnek:
* okul-da, ev-de, dağ başın-da, Konya’da, Ali’de, cebin-de, araba-da… (neyde, nerede, kimde)
* Kitabım sende kalmış. (kimde kalmış: sende)
* Hırsızlar çatıda saklanmışlar. (nerede saklanmışlar: çatıda)
* Toplantı Aksaray’da olacakmış. (nerede olacakmış: Aksaray’da)
* Bu akşam X kanalında güzel bir film varmış. (nerede: X kanalında)
NOT 1) Bulunma hali eki “neyde, kimde, nerede” sorusuna cevap veren sözcüğün üzerinde bulunduğu için genellikle dolaylı tümleç görevinde bulunur, bazen de “ne zaman” sorusuna cevap veren sözcüğün üzerinde bulunur. O zaman zarf tümleci görevinde bulunur.
Örnek:
* Sofrada iki tabak eksikti. (nereye eksikti? “sofrada”= dolaylı tümleç)
* Bu notlar kitapta var. (nerede var? “kitapta”= dolaylı tümleç)
* Kış gecelerinde sohbet edilirdi. (ne zaman sohbet edilirdi? “kış gecelerinde”= zarf tümleci)
NOT 2) Türkçede üç farklı “de” vardır. Bulunma hali eki, yapım eki ve bağlaç olan “de” ekidir. Bunları birbirine karıştırmamak gerekir. Bağlaç olan “de” cümleden atıldığında anlam bozulmaz daralır. Bulunma hali eki “-de” ile yapım eki “-de” cümleden atıldığında anlam bozulur. “-de” yapım eki de “neyde, kimde, nerede” sorusuna cevap vermez.
Örnek:
* Sen de bizimle pikniğe git. (bağlaç)
* Bizim halıları da çalmışlar. (bağlaç)
* O sınıfın en gözde öğrencisidir. (yapım eki)
* Sözde yalanlarıyla bizi kandıramazsın. (yapım eki)
* Uçurtma ağaçta kalmış. (bulunma hali eki)
* Bu akşam kasabada düğün var. (bulunma hali eki)
e) Ayrılma Çıkma) Hâli
İsimlere “-den” ekinin getirilmesiyle yapılan ve eklendiği isme “ayrılma, çıkma, geçiş, uzaklaşma” anlamı katarak yüklemle arasında ilgi kurmaya yarayan ektir. Bu ek ses uyumuna girerek “-tan, -ten” haline gelebilir.
Örnek:
* sen-den, yer-den, bina-dan, dolap-tan, çanta-dan, Ayşe’den, Niğde’den… (neyden, nereden, kimden)
* Bu kumaşlar yurt dışından geliyormuş. (nereden geliyormuş: yurt dışından)
* Benden sana yar olmaz. (kimden yar olmaz: benden)
* Kimseden yardım almıyormuş. (kimden yardım almıyormuş: kimseden)
* Yemekten kıl çıkmış. (neyden kıl çıkmış: yemekten)
NOT 1) Çıkma (ayrılma) hali eki “neyden, kimden, nereden” sorusuna cevap veren sözcüğün üzerinde bulunduğu için genellikle dolaylı tümleç görevinde bulunur, bazen de “niçin, ne zaman” sorusuna cevap veren sözcüğün üzerinde bulunur. O zaman zarf tümleci görevinde bulunur.
Örnek:
*Dün Ankara’dan misafir geldi. (Nereden geldi? “Ankara’dan” = Dolaylı tümleç)
* Ders notlarını Ayşe’den almış. (Kimden almış? “Ayşe’den” = Dolaylı tümleç)
* Bu pislikler akşamdan kalmış. (Ne zamandan kalmış? “akşamdan” = Zarf tümleci)
* Üzüntüden ders çalışamıyordu. (Niçin çalışamıyordu? “üzüntüden” = Zarf tümleci)
NOT 2) Çıkma (ayrılma) hali eki “-den” bazen isimlere gelerek sıfat yapan ek görevine bulunur.
Örnek:
* Sudan sebeplerle izi oyalıyordu.
* Uzaktan kumandayı kırmışlar.
* O bizim uzaktan akraba olur.
NOT 3) Türkçedeki “birazdan, candan, neden, yüzden, toptan, hiçten, içten” kelimelerindeki “-den” eki kalıplaşmıştır.
3. İLGİ EKİ (TAMLAYAN EKİ)
Bir ismin başka bir isimle ilgi kurmasını sağlayarak tamlama yapan ektir. İlgi hâli “-ım, -ın” ekleridir.
Örnek:
* Halının rengi, Aksaray’ın insanları, suyun yüksekliği, evin odaları, bizimsorunumuz…
NOT 1) İlgi eki “su, ne” sözcükleri dışında araya hep “-n- kaynaştırma ünsüzünü alır. “su, ne” sözcükleri ise araya “-y” kaynaştırma ünsüzü alır.
Örnek:
* Suyun temizliği bizi çok etkiledi.
* Neyin hesabını soruyorsunuz?
* Elmanın fiyatı kaç lira?
* Arabanın lastikleri eskimiş.
NOT 2) Türkçe ilgi eki “-in” ile iyelik ikinci tekil şahıs eki”-in” i birbirine karıştırmamak gerekir. İlgi eki tamlayan eki iken iyelik eki tamlanan ekidir.
Örnek:
* Bu kurumun elemanları çok çalışkan. (ilgi eki)
* Kitabın okulda kalmış. (iyelik eki)
4. İYELİK EKİ(SAHİPLİK EKİ) (TAMLANAN EKİ)
İsimlere gelerek onların kime veya neye ait olduğunu belirten eklerdir. Her şahsın kendine göre bir iyelik (sahiplik) eki vardır.
İyelik ekleri ve çekimleri şöyledir:
Tekil 1. kişi (Benim) - m è evim, arabam, eşim, çocuğum, aklım, sevgim…
Tekil 2. kişi Senin) -n è toprağın, bayrağın, kitabın, arkadaşın…
Tekil 3. kişi (Onun) -ı è işi, evi, dersi, notu, dostu…
Çoğul 1. kişi (Bizim) -mız è kapımız, yolumuz, köyümüz, suyumuz…
Çoğul 2. kişi (Sizin) -nız è düşünceleriniz, eviniz, arabanız, ekmeğiniz…
Çoğul 3. kişi (Onların) - ları è gözleri, elleri, evleri, dersleri…
NOT ) 3. Tekil iyelik eki “-i” ile belirtme hali eki ”-i”yi birbirine karıştırmamak gerekir. İyelik eki daima tamlama kurar. Hal eki ise kurmaz. Üstelik “-i” ekini almış sözcüğün başına “onun” getirdiğimizde anlam uyumlu ise iyelik eki olur.
Örnek:
* Arabayı gece çalmışlar.(neyi çalmışlar? “arabayı” = belirtme hali eki) (“Onun arabayı çalmışlar.” dediğimizde cümle uyumlu olmuyor. “Onun arabasını çalmışlar.” dediğimizde uyumlu oluyor.))
* (Onun) Arabası çok güzelmiş. (uyumlu olduğu için ve tamlama kurduğu için iyelik ekidir.)
5. EŞİTLİK EKİ
Eşitlik eki “-ce”, isim ve isim soylu sözcüklere gelerek onlara “eşitlik, gibilik, benzerlik, birliktelik, karşılaştırma, görelik ve tarafından” gibi çeşitli anlamlar katan bir ektir.
Örnek:
* Ayşe niçin çocukça davranıyor anlamadım. (gibi, benzerlik)
* Hafta sonu ailece pikniğe gittik. (topluluk, birlikte)
* Ayşe boyca senden daha uzundur. (karşılaştırma, bakımından)
* Bizce bu sınavı yapmayacaklar. (görelik, kanaat)
* Gezinin masrafları belediyece karşılanacakmış. (tarafından)
FİİL ÇEKİM EKLERİ
Çekimli Fiil: Bir fiilin kip ve şahıs ile ifade edilmiş haline “çekimli fiil” denir. Çekimli fiilde köke getirilen çekim eklerinin ek sırası aşağıdaki gibidir:
Fiil kök ya da gövdesi + Kip eki + Şahıs Eki = Çekimli fiil .
Örnek:
* gel + miş + im = Çekimli fiil
* bit + er + iz = Çekimli fiil
NOT ) Cümle içerisinde kökü fiil olduğu halde isim, sıfat ve zarf olarak kullanılan fiilimsiler(eylemsiler) çekimli fiil değildir. Çünkü bu sözcüklerin üzerinde kip ve kişi ekleri yoktur.
Örnek:
*Arabayı çalan birilerine satıp kaçmıştır. ( Bu cümlede kip ve kişi eki alan “kaçmıştır” sözcüğü çekimli fiil iken, kökü fiil olduğu halde cümlede zarf görevinde bulunan “çalan, satıp” sözcükleri çekimli fiil değildir.)
KİPLER
Fiilleri çekimli hale getirerek onların cümlede yüklem olarak görev almalarını sağlayan çekim ekleridir. Kipler haber(bildirme) kipleri ve dilek (tasarlama) kipleri olmak üzere ikiye ayrılır:
A) HABER (BİLDİRME) KİPLERİ
Eylemin ne zaman gerçekleştiğini bildiren çekim ekleridir. Haber kipleri genellikle üzerlerine şahı ekleri alarak görev alır.
Haber kipleri beş çeşittir:
a) Anlatılan(duyulan) geçmiş zaman
b) Görülen (bilinen) geçmiş zaman
c) Şimdiki zaman
d) Gelecek zaman
e) Geniş Zaman
a) Öğrenilen (Duyulan) (-miş’li) Geçmiş Zaman
Fiil kökleri veya gövdelerine gelerek onların anlatılan, öğrenilen, belirsiz geçmiş zamanda yapıldığını bildiren ve“-mış -miş, -muş, -müş” kip ekinin getirilmesiyle yapılan haber kipidir.Bu fiil çekiminde olaykişinin gözü önünde olmamış, başkasından duyulmuş veya öğrenilmiştir.
Örnek:
* gelmişim, bulmuşsun, çalmış, kırmışız, silmişsiniz, atmışlar
* Bu binalar çok önceden yapılmamış. (olumlu çekim)
* Bizim arkadaş dün kaza yapmış. (olumlu çekim)
* Hiçbirimiz ödevi okula getirmemişiz. (olumsuz çekim)
* Ayşe kendine yeni bir ayakkabı almamış mı? (olumsuz soru çekimi)
* Onlar bu soruyu bilmiş mi? (olumlu soru çekimi)
NOT 1) Masallarda genellikle anlatılan geçmiş zaman eki kullanılır.
Örnek:
*Cinler insanlara saldırmış.
*Keloğlan padişahın yanına gitmiş.
NOT 2)Türkçede “-miş” öğrenilen (anlatılan) geçmiş zaman ekinin dışında bir de sıfat-fiil eki “-miş” vardır. Bunu birbirine karıştırmamak gerekir. Öğrenilen geçmiş zaman eki çekimli fiil yaparken sıfat-fiil eki sadece sıfat yapar çekimli fiil yapmaz.
Örnek:
*Dünkü maçı yine kaybetmişiz. (Anlatılan (öğrenilen) geçmiş zaman)
*Geçmiş zamanda ölmüş insanları buraya gömerlerdi. (sıfat-fiil eki)
*Annem ezilmiş susamları börek yapacakmış.(sıfat-fiil eki)
NOT 3)Türkçede rivayet anlamında görev alan“-miş” ekiyle anlatılan geçmiş zaman “-miş” ekini birbirine karıştırmamak gerekir. Rivayet anlamında görev alan “-miş” eki birleşik çekimli zaman yaparken anlatılan geçmiş zaman “-miş” eki basit zaman yapar.
Örnek:
*Bu boyalarla resim yapacakmış. (yap+acak+mış= Rivayet birleşik çekimli zaman, )
*Okulun camını Ömer kırmış. (kır+mış= Anlatılan geçmiş zaman )
*Aksaray spor dünkü maçta yenilmiş. (yenil+miş= Anlatılan geçmiş zaman )
b) Görülen (Bilinen) (-di’li) Geçmiş Zaman
Fiil kök ve gövdelerine “-dı, di” eklerinin getirilmesiyle yapılan veeylemin kişinin gözü önünde veya kesin bilgisi dâhilinde meydana geldiğini ve bittiğini bildiren haber kipidir.
Örnek:
* bildim, kattılar, buldu, topladık, seçtin, sattınız
* Bu notları defterimize yazdık. (olumlu çekim)
* Öğretmenimiz derse gelmedi. (olumsuz çekim)
* Dünkü korku filmini izlediniz mi? (olumlu soru çekimi)
* Elektrikler sizin orada da gitti mi? (olumlu soru çekimi)
* Pikniğe siz gitmediniz mi? (olumsuz soru çekimi)
NOT)Türkçede hikaye anlamında görev alan “-di” ekiyle görülen geçmiş zaman “-di” ekini birbirine karıştırmamak gerekir. Hikaye anlamında görev alan “-di” eki birleşik çekimli zaman yaparken anlatılan geçmiş zaman “-di” eki basit zaman yapar.
Örnek:
*Sokak sokak gezerek mendil satardı. (sat+ar+dı= Hikaye birleşik çekimli zaman )
*Elektrik faturası çok yüksek geldi. (gel+di= Görülen geçmiş zaman )
*Halılar dün gece yıkandı. (yıkan+dı= Görülen geçmiş zaman )
c) Şimdiki Zaman (-yor)
Fiil kök veya gövdesine “-yor” ekinin getirilmesiyle yapılan ve eylemin belirttiği iş veya oluşun, sözün söylendiği anda bitmediğini, hala devam ettiğini belirten kiptir.
Örnek:
* gidiyorum, alıyorsun, tutuyor, başlıyoruz, bekliyorsunuz, görüyorlar
* Arkadaşlarla ders çalışıyoruz. (olumlu çekim)
* Annemgil tandırda börek yapıyor. (olumlu çekim)
* Kardeşim öğretmenine mektup yazıyor. (olumlu çekim)
* Siz günlerdir yanımıza gelmiyorsunuz. (olumsuz çekim)
* Sen bizi seviyor musun? (olumlu soru çekimi)
* Onlar yemeğini yemiyorlar mı? (olumsuz soru çekimi)
d) Gelecek Zaman
Fiil kök veya gövdesine “-ecek” ekinin getirilmesiyle yapılan ve eylamin bildirdiği işin gelecekte yapılacağını bildiren haber kipidir.
Örnek:
* seveceğim, döveceksin, bilecek, bakacağız, konuşacaksınız, yırtacaklar…
* Ödevlerimi mutlaka yapacağım. (olumlu çekim)
* Bunları sen çözeceksin. (olumlu çekim)
* Çamaşırları siz yıkayacaksınız. (olumlu çekim)
* Benden asla ayrılmayacaksın. (olumsuz çekim)
* Bizimle çarşıya gelecek misin? (olumlu soru çekimi)
* Bu arabayı satmayacaklar mı? (olumsuz soru çekimi)
NOT )Türkçede “-ecek” gelecek zaman ekinin dışında bir de sıfat-fiil eki “-ecek” vardır. Bunu birbirine karıştırmamak gerekir. Gelecek zaman eki çekimli fiil yaparken sıfat-fiil eki sadece sıfat yapar, çekimli fiil yapmaz.
Örnek:
*Yarın sınıfça pikniğe gideceğiz. (gelecek zaman)
*İyileşecek hastanın ayağına doktor gelir. (sıfat-fiil eki)
*Bu maçta rakibimizi yeneceğiz. (gelecek zaman)
e) Geniş Zaman
Fiil kök veya gövdelerine “-r, -ar” ekinin getirilerek eylemin geçmişte yapıldığını, şu an yapılmakta olduğunu ve gelecekte de yapılabileceğini yani bütün zamanları kapsadığını belirten haber kipidir.
Bu haber kipinin olumsuz çekimi diğer kiplerden biraz farklıdır.Çünkü geniş zamanın olumsuz çekiminde “-r, -ar” eki düşerken diğer kipler ekler düşmez.
Örnek:
* kırarım, bulursun, yapar, çizeriz, yıkarsınız, alırlar
*Bu maçta Fenerbahçe’yi yeneriz.
*Hiç kimse bu konuda bire kızmaz. (kızar)
*Sen bizimle sinemaya gelmezsin. (gelirsin)
NOT ) Geniş zaman eki “-r, -ar” cümleye geniş zaman anlamının dışında farklı anlamlar da katabilir.
Örnek:
*Yarın sizi arayabilir miyim? (rica)
*Bir gün bize de elbet şans güler. (ihtimal)
*Bu akşamki maçta sizi yeneriz. (ihtimal)
*Televizyonun sesini kısar mısın? (rica)
*Sana üç soru soracaklar, cevap verir çıkarsın. (emir)
Yusuf ALTINSOY / Türk Dili ve Edb. Öğrt. www.edebiyatname.com