Cümle içerisinde fiillerin, fiilimsilerin(eylemsi), sıfatların(ön ad) ve görevce kendine benzeyen sözcüklerin yani zarfların(belirteç) anlamlarını zaman, yer, yön, durum, miktar ve soru yoluyla tamamlayan, nicelik bakımından niteleyen, sınırlayan ya da derecelendiren sözcüklere zarf(belirteç) denir.
Zarfların (Belirteçlerin Özellikleri:
a) Belirteçler fiilleri etkiler:
* Mahallenin muhtarı, acelesi varmış gibi önden hızlı hızlı yürüyordu. ( nasıl yürüyordu: hızlı hızlı )
belirteç fiil
* Senin beklediğin paket yarın kargoyla adresine gönderilecekmiş. ( ne zaman gönderilecekmiş: yarın )
belirteç fiil
b) Belirteçler fiilimsileri(eylemsileri) etkiler:
* Yavaş yavaş büyüyen ekonomimiz elbet bir gün rekor seviyeye ulaşacaktır. ( nasıl büyüyen: yavaş yavaş )
belirteç fiilimsi
* Gece vakti aşağı düşen, komşunun çatıdaki anteniymiş. ( ne zaman düşen: yarın, nereye düşen: aşağı )
belirteç belirteç fiil
c) Belirteçler sıfatları(ön ad) etkiler:
* Öğretmenimiz, dünkü sınavda en zor soruları bizim sınıfa sormuş. (nasıl soru: zor(ön ad) ne kadar zor: en (belirteç) )
belirteç sıfat isim
* Doktor, çok soğuk su içmenin tehlikeli olduğunu söyledi. ( nasıl su: soğuk(ön ad) ne kadar soğuk: çok (belirteç) )
belirteç sıfat isim
d) Belirteçler zarfları(belirteç) etkiler:
* Kitabı çok hızlı okuyunca bir şey anlamıyormuş. ( nasıl okuyunca: hızlı(belirteç) ne kadar hızlı: çok (belirteç) )
belirteç belirteç fiilimsi
* Kaza yapan adamın durumu pek iyi görünmüyordu. ( nasıl görünmüyordu: iyi(belirteç) ne kadar iyi: pek (belirteç) )
belirteç belirteç fiil
Yusuf ALTINSOY / Türk Dili ve Edb. Öğrt. www.edebiyatname.com
- BELİRTEÇLERİN ÇEŞİTLERİ–
1. Durum (Hal) Belirteci
2. Zaman Belirteci
3. Yer – Yön Belirteci
4. Azlık – Çokluk (Miktar) Belirteci
5. Soru Belirteci
Fiil ve fiilimsileri etkileyerek onların durumunu, nasıl yapıldıklarını belirten zarflardır. Fiil veya fiilimsiye sorulan “nasıl” sorusunun cevabı bize durum belirtecini verir. Zarflar genellikle cümlede zarf tümleci görevinde bulunur.
ÖRNEKLER:
* Bu şiiri gerçekten çok güzel yazmışsın. ( nasıl yazmış: güzel ) (durum belirteci)
belirteç fiil
* Evin önünden geçerken şaşkın şaşkın bana bakıyordu. ( nasıl bakıyordu: şaşkın şaşkın ) (durum belirteci)
belirteç fiil
* Çaresiz kalınca elindeki bütün mal varlığını sattı. ( nasıl kalınca: çaresiz ) (durum belirteci)
belirteç fiilimsi
* Merdivenlerden ağır ağır çıkınca yorulmuyordu. ( nasıl çıkınca: ağır ağır ) (durum belirteci)
belirteç fiilimsi
NOT 1: Fiil veya fiilimsiye yöneltilen “nasıl” sorusunun cevabı bize zarfı (belirteci) verirken isme sorulan “nasıl” sorusunun cevabı bize sıfatı(ön adı) verir.
ÖRNEKLER:
* Bu sert ekmeği nasıl yiyeceksin? ( nasıl ekmek: sert (ön ad) )
ön ad isim
* Son günlerde bana karşı çok sert davranıyorsun. ( nasıl davranıyor: sert (durum belirteci) )
belirteç fiil
* Arkadaşım derste çok güzel resimler yaptı. ( nasıl resimler: güzel (ön ad) )
ön ad isim
* Bu şarkıyı gerçekten çok güzel söylüyor. ( nasıl söylüyor: güzel (durum belirteci) )
belirteç fiil
NOT 2: Edatlarla oluşturulmuş kimi edat grupları da cümlede belirteç görevinde olabilir.
ÖRNEKLER:
* Hırsız, bir yılan gibi süzülerek banyonun küçük camından içeri girmiş. ( nasıl süzülerek: yılan gibi ) (durum belirt.)
belirteç fiilimsi
* Araba, önümüzden büyük bir hızla geçerek çocuğa çarptı. ( nasıl geçerek: büyük bir hızla ) (durum belirt.)
belirteç fiilimsi
* Çekirge gibi sıçrayıp sevinçle annesine sarıldı. ( nasıl sıçrayıp: çekirge gibi, Nasıl sarıldı: sevinçle ) (durum belirt.)
belirteç fiilimsi
NOT 3: Zarf-fiiller(bağ-fiil,ulaç) de cümlede belirteç olarak görev alır.
ÖRNEKLER:
* Yerdeki adam belindeki bıçağı çekerek üzerime yürüdü. ( nasıl yürüdü: belindeki bıçağı çekerek ) (durum belirteci)
belirteç fiil
* Derenin içindeki kuyudan hazine bulup zengin olmuş. (nasıl zengin olmuş: derenin içindeki kuyudan hazine bulup)
belirteç fiil
NOT 4: Belirteçlerin fiil veya fiilimsiden önce gelme şartı yoktur. Araya kelime veya kelime grubu girebilir.
ÖRNEKLER:
* Beni gören çocuklar hızlıca ağaçtan aşağı atladılar. ( nasıl atladı: hızlıca ) (araya “ağaçtan aşağı” sözcükleri girmiş.)
belirteç fiil
* Dilara koşarak avludan içeri girdi. (nasıl girdi: koşarak) (araya “avludan içeri” sözcükleri girmiş)
belirteç fiil
Fiilleri, fiilimsileri ve ek-fiille çekimlenmiş sözcükleri zaman bakımından tamamlayan, ne zaman yapıldıklarını belirten zarflardır. “ne zaman” sorusunun cevabı bize zaman zarfını verir.
a) Çekimli fiillere sorulan “ne zaman” sorusuna cevap verirler.
ÖRNEKLER:
* Babam yurt dışından yarın gelecek. ( ne zaman gelecek: yarın ) (zaman belirteci)
belirteç çekimli fiil
* Kış gelince ortalık bembeyaz olur. ( ne zaman bembeyaz olur: kış gelince ) (zaman belirteci)
belirteç çekimli fiil
* Göçmen kuşlar her yıl bu sazlığa yuva yaparlar. (ne zaman yuva yaparlar: her yıl) (zaman belirteci)
belirteç çekimli fiil
b) Fiilimsilere(eylemsilere) sorulan “ne zaman” sorusuna cevap verirler.
ÖRNEKLER:
* Bu mesele için seninle bugün konuşmak istiyordu. ( ne zaman konuşmak: bugün ) (zaman belirteci)
belirteç fiilimsi
* Sabah kalktığında beni de uyandır. ( ne zaman kalktığında: sabah ) (zaman belirteci)
belirteç fiilimsi
* Ödevler günü gününe yapılınca anlam kazanır. (ne zaman yapılınca: günü gününe) (zaman belirteci)
belirteç fiilimsi
c) Ek fiille çekimlenen yüklemlere sorulan “ne zaman” sorusuna cevap verirler.
ÖRNEKLER:
* Sen her zaman güzelsin. ( ne zaman güzelsin: her zaman ) (zaman belirteci)
belirteç Ek fiil
* Yaylalar yılın bu zamanı çok soğuktur. (ne zaman soğuktur: yılın bu zamanı) (zaman belirteci)
belirteç Ek fiil
NOT: “ne zaman” sorusunu fiile, fiilimsiye ve ek-fiille çekimlenmiş yüklemlere yönelttiğimizde aldığımız cevap zaman zarfıdır. Fakat cümlede zaman bildiren bir sözcük veya sözcük grubu varsa ve “ne zaman” sorusuna cevap vermezse isimdir.
ÖRNEKLER:
* Geceleri ders çalışırım. ( Ne zaman çalışırım: geceleri (zaman belirteci) )
belirteç
* Geceleri çok severim. ( Ne zaman severim: … cevap yok. O halde “isim”dir )
isim
* Yazları buralarda kimse kalmaz. ( ne zaman kimse kalmaz: yazları (zaman belirteci) )
belirteç
* Yazları düşündükçe aklıma hep sen gelirsin. (Ne zaman düşündükçe: … cevap yok. O halde “isim”dir )
isim
* Bugün bizimdir, yarın da bizim olacak. (Ne zaman bizimdir: … cevap yok. ne zaman bizim olacak: … cevap yok )
isim isim
* Bugün gelemedi, yarın gelecek. ( ne zaman gelemedi: bugün (zaman belirt.) ne zaman gelecek: yarın (zaman belirt.) )
belirteç belirteç
Fiil ve fiilimsilerin yönünü belirterek onları yer ve yön bakımından tamamlayan sözcüklerdir. Fiil ve fiilimsiye sorulan “nereye” sorusunun cevabı bize yer-yön belirtecini verir.
Başlıca yer- yön belirteçleri: aşağı, yukarı, ileri, geri, içeri, dışarı, öte, beri …
ÖRNEKLER:
* Dersini bitirince oynamak için aşağı indi. ( Nereye indi: aşağı (yer-yön belirteci) )
belirteç fiil
* Arabayı ileri almayı sakın unutma. ( Nereye almayı: ileri ( yer-yön belirteci) )
belirteç fiilimsi
* Çukura düşmemek istiyorsan biraz geri git. ( Nereye git: geri ( yer-yön belirteci) )
belirteç fiil
NOT 1: Yer-yön bildiren “aşağı, yukarı, ileri, geri, içeri, dışarı, öte, beri…” gibi zarflar cümle içerisinde mutlaka yalın hâlde bulunurlar. Bu zarflar hâl eklerinden birini alırsa isimleşir ve cümle içerisinde öğe olarak zarf tümleci yerine belirtili nesne ya da dolaylı tümleç olurlar.
ÖRNEKLER:
* Yemeği yedikten sonra içeri girmediler. ( Nereye girmediler: içeri (yer-yön belirteci) ) ( “içeri” sözcüğü hal eki almamış )
belirteç (Z.T.)
* Yeni aldığı gömleği giyip içeriye girdi. ( Nereye girdi: içeriye (isim) ) ( “içeri” sözcüğü yaklaşma hali eki almış )
isim (D.T.)
* İçeriyi güzelce temizlediler. ( Neyi temizlediler: içeriyi (isim) ( “içeri” sözcüğü belirtme hali eki almış )
isim (B.li Nesne)
* Gürültüler içeriden geliyordu. ( Nereden geliyordu: içeriden (isim) ( “içeri” sözcüğü ayrılma hali eki almış )
isim (D.T.)
* Yukarıya seslendi ve ses gelmeyince yukarı çıktı. ( Nereye seslendi: yukarıya (isim) ) ( “yukarı” sözcüğü hal eki almış )
isim (D.T.) belirteç ( Nereye çıktı: yukarı (belirteç) ) (“yukarı” sözcüğü yalın haldedir )
NOT 2: Yer-yön bildiren “aşağı, yukarı, ileri, geri, içeri, dışarı, öte, beri…” gibi belirteçler cümle içerisinde yalın hâlde iken fiil veya fiilimsi yerine bir ismi etkilerlerse belirteç değil sıfat(ön ad) olurlar.
ÖRNEKLER:
* Çantanı biraz geri çeker misin? ( Nereye çeker misin: geri (yer-yön belirteci) )
belirteç (Z.T.)
* Bunu böyle yapanlar bence geri zekalı olmalı. ( nasıl zekalı: geri (ön ad) )
ön ad isim
* Aşağı mahalleliler yine yolu kesmiş. ( hangi mahalleli: aşağı (ön ad) )
ön ad isim
Fiilleri, fiilimsileri sıfatları, zarfları ve ek-fiille çekimlenmiş sözcükleri miktar bakımından tamamlayan, ne kadar olduklarını belirten zarflardır. “ne kadar” sorusunun cevabı bize azlık-çokluk(miktar) zarfını verir.
Başlıca azlık-çokluk(miktar) belirteçleri: az, pek az, çok, pek çok, pek, kadar, gibi, daha, en, epey …
a) Çekimli fiilleri miktar yönünden etkilerler.
ÖRNEKLER:
* Yarın yapılacak olan matematik sınavına çok çalıştım. (ne kadar çalıştım: çok) (miktar belirteci)
belirteç fiil
* Aksaray halkı kaldırım yerine yolda yürümeyi pek çok sever. (ne kadar sever: pek çok ) (miktar belirteci)
belirteç fiil
b) Fiilimsileri(eylemsileri) miktar yönünden etkilerler.
ÖRNEKLER:
* Onun buralara pek az gelmesi hayra alamet değil. (ne kadar gelmesi: pek az) (miktar belirteci)
belirteç fiilimsi
* Az yiyen kişi, çok yiyen kişiyi hep kıskanıyor. (ne kadar yiyen: az ) (ne kadar yiyen: çok ) (miktar belirteci)
belirteç fiilimsi belirteç fiilimsi
* Bu konuda epeyce konuşunca anlaşmaya vardık. (ne kadar konuşunca: epeyce ) (miktar belirteci)
belirteç fiilimsi
c) Sıfatları(ön adları) miktar yönünden etkilerler.
ÖRNEKLER:
* Mehmet’in oldukça akıllı bir kardeşi var. (ne kadar akıllı: oldukça) (miktar belirteci)
belirteç sıfat isim
* En güzel günlerim sizin yanınızda geçti. (ne kadar güzel: en ) (miktar belirteci)
belirteç sıfat isim
d) Zarfları(belirteçleri) miktar yönünden etkilerler.
ÖRNEKLER:
* Metin’in bizimle çok az konuşması beni üzüyor. (ne kadar konuşması: az) (ne kadar az: çok) (miktar belirteci)
belirteç belirteç fiilimsi
* Dünkü yarışta en hızlı koşanlardan biriydi.. (Nasıl koşan: hızlı(durum zarfı) ) (ne kadar hızlı: en ) (miktar belirteci)
belirteç belirteç fiilimsi
NOT:“daha” sözcüğü “ne kadar” sorusuna cevap veriyorsa miktar zarfı, zaman anlamı veriyorsa zaman zarfıdır.
ÖRNEKLER:
* Bu yıl sınava daha fazla çalışıyordu. ( ne kadar fazla: daha (miktar belirteci) )
belirteç belirteç fiil
* Beklediğiniz mallar daha gelmedi. ( daha:zaman anlamı taşıyor. (zaman belirteci) )
belirteç fiil
* Ayakkabılar daha tamir edilmedi. ( daha:zaman anlamı taşıyor. (zaman belirteci) )
belirteç fiil
Fiil ya da fiilimsileri soru yoluyla belirten belirteçleridir. Cümle içerisinde belirteçleri bulmak için sorduğumuz “ne kadar, nasıl, ne zaman…” soruları birer soru zarfıdır.
ÖRNEKLER:
* Ne zaman geleceksin? ( ne zaman: zaman belirtecini bulmak için sorulur. )
soru belirteci
* Bu soruyu nasılçözdün? ( nasıl: durum belirtecini bulmak için sorulur. )
soru belirteci
* Okula nedengelmedin? ( neden: durum belirtecini bulmak için sorulur. )
soru belirteci
* Ne kadar alalım? ( ne kadar: miktar belirtecini bulmak için sorulur. )
soru belirteci
Zarflarda pekiştirme çeşitli yollarla yapılır:
ÖRNEKLER:
* Çarçabuk evden ayrıldı.
* Arabayı tertemiz yıkadı.
ÖRNEKLER:
* Tatlı tatlı gülümsedi.
* Hızlı hızlı yürüyordu.
ÖRNEKLER:
*Güzel mi güzel bir konuşma yaptı.
* Bu konuda titiz mi titiz davranıyordu.
ÖRNEKLER:
* Yarın gelecek.
* Olanları şimdi anlat.
* Başarılı olmak için çok çalış.
ÖRNEKLER:
* Şair oldukça güzel konuştu.(ol+dukça)
* Ansızın, onunla karşılaştım.(An+sızın)
* Akşamleyin, birden karşıma çıktı.(akşam+leyin)
ÖRNEKLER:
* Birden bire bayıldı.(Birden+bire)
* Bir an, bile onu yalnız bırakmadı.(Bir+an)
* Bugün, onunla görüşmeye gitti.(Bu+gün)
Yusuf ALTINSOY / Türk Dili ve Edb. Öğrt. www.edebiyatname.com